Masal, hayal gücünün sınırsız potansiyelini ve ailenin, özellikle kardeşlerin birbirlerine destek olma önemini anlatır.
Bir zamanlar, uzaklarda, gökyüzünün en parlak yıldızlarının altındaki bir krallıkta, Ahsen Hüma adında büyüleyici bir prenses yaşardı. Ahsen’in kahverengi ve pembe saçları rüzgarda dans ederken, gözleri adeta birer yıldız gibi parlıyordu. Resim yapma yeteneği o kadar büyüleyiciydi ki, her fırça darbesinde sanki kağıttan gerçek bir dünya yaratıyordu. Kardeşi Egemen Tuğra ise sevimli mi sevimli, sarı saçlı ve kahverengi gözleriyle etrafına neşe saçan bir çocuktu. Onun en büyük tutkusu arabalar, traktörler ve kamyonlardı. Küçük Egemen gün boyu oyuncak arabalarını sürer, hızla bir oraya bir buraya koştururdu.
O gün Ahsen, en sevdiği renklerle kocaman bir krallık resmi çizmeye başladı. Şatonun yüksek kuleleri, yemyeşil bahçeler, ve gökyüzünde parlayan yıldızlarla dolu bu resimde, en dikkat çekici detay kocaman, gülümseyen bir kedi figürüydü.
Tam bu sırada, resmin içindeki kedi birden canlı bir şekilde hareket etmeye başladı! Kedinin yumuşacık tüyleri parladı, gözleri gerçek bir canlılıkla pırıldadı. Kedi, Ahsen’e tatlı bir şekilde bakarak, “Merhaba küçük prenses, seni harika bir maceraya davet ediyorum,” dedi. Ahsen, büyülenmiş bir şekilde kediyi dinlerken, yanına küçük kardeşi Egemen Tuğra’yı da aldı.
Kedi, patilerini uzatarak onlara bir kapı açtı. Kapı, renkli ışıltılar saçan bir ışık huzmesiyle çevriliydi. Ahsen ve Egemen, el ele tutuşarak bu sihirli kapıdan geçtiler. Bir anda kendilerini, Ahsen’in resmettiği muazzam krallığın içinde buldular. Burada her şey gerçekti: şatonun yüksek kuleleri, bahçelerde dans eden periler ve şeker gibi tatlı rüzgarlar… Ahsen Hüma, bu krallıkta prenses olarak ilan edildi. Kafasında parlayan altın taç, omuzlarında dökülen ipek elbiselerle, tam anlamıyla bir prenses gibi hissetti. Ancak küçük Egemen Tuğra, krallığın içinde araba oyunları oynamak yerine, başka bir macera arıyordu. Krallıkta gezinirken, şatonun kütüphanesinde bir harita buldu. Harita, eski zamanlardan kalmış bir hazine haritası gibiydi. Üzerinde rengarenk desenlerle işlenmiş, gizemli bir şekilde çizilmiş yerler vardı. Egemen Tuğra’nın dikkatini, parlak renklerle işlenmiş, nehirlerle ve büyük pistlerle çevrili bir bölge çekti: Arabalar Ülkesi.
İçinde taşıdığı araba sevgisiyle, arabalar ülkesine gitmek için yola çıktı.
Arabalar Ülkesi, sonsuz pistlerle dolu, rengarenk araçların özgürce dolaştığı bir yerdi. Yollar, şimşek gibi hızla geçişlerle, dev arabaların sesleriyle yankılanıyordu. Egemen, burada uçan arabaların tepesinde gökyüzünde süzüldü, parlak yarış pistlerinde hızla dolaştı ve mutlu bir şekilde arabalarla oyunlar oynadı. Arabalar Ülkesi, Egemen için bir hayal dünyası gibi görünüyordu, çünkü burada taşıtlar özgürdü ve her şey mümkündü.
Ancak Ahsen Hüma, kardeşini bulmak için karar verdi. Kedisiyle birlikte, Arabalar Ülkesi’ni bulmak üzere maceraya atıldılar. Çılgın yarış pistlerinden geçtiler, renkli ışıklar altında yol aldılar ve hatta dev bir lastiğin içinden geçtiler. Sonunda Egemen’i bulduklarında, Egemen bir uçan arabada havada süzülüyordu.
Ahsen ve kedisi, Egemen’in yanına gidip onu selamladılar. Egemen, ablasını görünce çok mutlu oldu ve birlikte, uçan arabaya binerek, krallığa geri döndüler. Ahsen ve Egemen, orada yaşayan herkesle vedalaşarak, maceralarının sona erdiği evlerine dönmek üzere yola çıktılar.
Krallıkta yaşadıkları bu sihirli gün, Ahsen ve Egemen’in kalplerinde sonsuza dek kalacak bir anı olarak yer etti. Artık her resim yaptıklarında, her araba sürdüklerinde, bu harika masalı hatırladılar. Ahsen’in resimlerine her baktığında, kedi ve krallığın büyüsü gözlerinin önüne gelirken, Egemen’in arabalarıyla oynarken, hayallerinin peşinden gitmenin ne kadar değerli olduğunu her zaman anımsadı.
Ve böylece, Ahsen Hüma ve Egemen Tuğra, hayal gücünün ve maceranın ne kadar güçlü olduğunu herkese göstererek, masalsı dünyalarına yeniden döndüler.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
