TAKİP ET
Lavin, Lord ve hayvan dostlarıyla birlikte, doğayı keşfederken sabrın gücünü, korkularını aşarak cesaretin önemini ve sevdiklerinin desteğiyle her şeyin üstesinden gelinebileceğini öğrenir. Her adımda, birlikte olmanın ve yeni şeyler öğrenmenin ne kadar büyülü bir şey olduğunu keşfederler.
Bir varmış, bir yokmuş… Yemyeşil bir bahçede, neşeyle oynayan küçük Lavin varmış. Güneş parlak ışıklarıyla her yeri aydınlatırken, birden bire yanına sevimli, bir köpek gelmiş. Köpeğin boynunda altın rengi bir tasma, tasmanın üzerinde ise “Lord” yazılıymış. Lavin, Lord’la oynamaya başlamış; yuvarlanmışlar, zıplamışlar, kahkahalar havada uçuşmuş. Ama Lavin’in aklında bir soru varmış: Bu tatlı köpek nereden gelmişti?
Lavin merakını bastıramamış ve Lord’u alıp annesine gitmiş. “Anne, bu sevimli köpek nereden gelmiş olabilir?” diye sormuş. Annesi gülümseyerek, “Belki de yuvasını bulmak için senin yardımına ihtiyacı vardır,” demiş. Lavin, annesinden izin alır almaz Lord’un peşine düşmüş ve ikili macera dolu bir yolculuğa çıkmış.
Yollar, çiçeklerle dolu patikalardan geçmiş, rüzgar ağaçların yapraklarına fısıldamış. Sonunda Lord, kocaman, kadim bir ağacın önünde durmuş. Bu ağacın gövdesinde, sanki bir sır saklayan derin bir oyuk varmış. Lavin tam bu tuhaf oyuğu incelerken, birden Lord’un tasmasından ışıklar saçılmaya başlamış! Işıklar büyüdükçe, ağacın altındaki oyuk bir geçide dönüşmüş. Geçidin içinden masalsı bir dünyanın esrarengiz kokusu geliyormuş.
Lavin cesaretini toplayıp Lord’la birlikte geçitten adımını atmış ve kendini büyülü bir ormanda bulmuş. Etrafta devasa ağaçlar, rengarenk çiçekler, şırıl şırıl akan dereler varmış. Lavin şaşkınlıkla etrafına bakarken, birden Lord konuşmaya başlamış: “Ormanımıza hoş geldin Lavin.”
Lavin gözlerine inanamayarak, “Sen… Konuşabiliyor musun?” diye sormuş. Lord gülümseyerek, “Bu dünyada her şey mümkün,” demiş.
Lavin ve Lord, büyülü ormanın büyülü dünyasında maceradan maceraya koşuyorlarmış. Lord, Lavin’in en sadık dostu olmuş, her macerada Lavin’in yanında yer almış. Bir sabah, Lavin ve Lord, ormanda gezintiye çıkarken karşılarına yavaş yavaş yürüyen sevimli bir kaplumbağa çıkmış. Kaplumbağanın adı Tospik’miş ve Lavin’le Lord’a öğretecek çok şeyi varmış.
Tospik, Lavin ve Lord’a bakarak, “Bugün sabrın ne kadar önemli olduğunu öğrenmek ister misiniz?” diye sormuş. Lavin merakla Tospik’in peşine takılmış. Lord da neşeyle kuyruk sallayarak Lavin’in yanı başında yürümüş. Tospik onları, yemyeşil bir tepenin zirvesine çıkarmak istemiş ama bu tepeye çıkmak için acele etmemek, yavaş ve dikkatli yürümek gerekiyormuş.
Lavin başta sabırsızlanmış, bir an önce tepeye varmak istemiş. Ama Tospik gülümseyerek, “Sabırlı olmak bazen en güzel manzaraları görmeni sağlar,” demiş. Lavin ve Lord, Tospik’in peşinden yavaş adımlarla yürümeye başlamışlar. Yol boyunca Tospik, Lavin’e papatyaların açmasını, kelebeklerin usulca çiçeklere konmasını ve rüzgarın yapraklarla dansını göstermiş.
Lord, Lavin’in yanında hoplayıp zıplamış, bazen durup çiçekleri koklamış. Her adımda Lavin, doğanın nasıl sabırla büyüdüğünü görmüş. En sonunda tepeye vardıklarında, güneşin kızıl ışıkları gökyüzünü boyamış, etraflarındaki manzara adeta büyüleyici bir tablo gibi önlerinde uzanmış. Lavin, bu muhteşem manzaraya bakarak Tospik’e dönmüş: “Sabretmek bana doğanın gizemli güzelliğini görmemi sağladı!” demiş. Lord da mutlu bir şekilde havlamış, Lavin’in yanında olmaktan çok mutluymuş.
Başka bir gün Lavin ve Lord, ormanın derinliklerinde pofuduk, gri tüylü bir kediyle tanışmışlar. Kedinin adı Miya’ymış ve oldukça cesur bir ruhu varmış. Miya, Lavin ve Lord’a göz kırparak, “Sizlere cesaretin ne demek olduğunu göstereceğim,” demiş. Miya, Lavin ve Lord’u ormanın en yüksek ağacına götürmüş.
Lavin, ağacın yüksek dallarına bakınca biraz korkmuş. Lord da Lavin’in endişesini hissetmiş ve ona destek olmak için yanında durmuş. Miya cesaretle, “Korkusuz olmak değil, korkularının üstesinden gelmek gerçek cesarettir,” demiş. Bu sözler Lavin’i cesaretlendirmiş, Lord ise Lavin’i yalnız bırakmayıp yanında yürümüş. Birlikte adım adım ağacın zirvesine doğru tırmanmışlar.
Lavin, Lord ve Miya, ağacın en yüksek dalına çıktıklarında, ormanın tamamı ayaklarının altındaymış. Güneşin ışıkları yaprakların arasından süzülüyor, rüzgar hafifçe esiyor ve kuşlar başlarının üzerinde şarkı söylüyormuş. Lavin, korkularını aşıp bu muhteşem manzaraya ulaştığı için kendini çok güçlü hissetmiş. Lord’un Lavin’in yanında olması, ona ayrı bir cesaret vermiş. Miya gülümseyerek, “Birlikte olduğumuzda daha güçlü ve cesur oluruz,” demiş.
Lavin ve Lord, yeni dostları Tospik ve Miya’dan sabrın, cesaretin ve dostluğun ne kadar değerli olduğunu öğrenmişler. Her macera onlara yeni şeyler öğretmiş ve onları daha da yakınlaştırmış. Ormanın büyülü dünyasında geçirdikleri her gün, Lavin ve Lord için unutulmaz anılarla doluymuş.
Gökten üç elma düşmüş; biri Lavin’e, biri Lord’a, biri de bu masalı dinleyenlere! Böylece Lavin’in maceraları bitmiş ama kalbinde yeni keşifler yapma tutkusu hep canlı kalmış.
Çocuklarınız için Ücretsiz isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
Masal okuma çocukların dil becerilerini geliştirir ve kelime dağarcıklarını genişletir.
Masallar, çocukların hayal güçlerini geliştirir ve onları farklı dünyalara götürerek keşfetmelerini sağlar. Çocuklara empati kurma becerisi kazandırır ve karakterlerin duygularını anlamalarına yardımcı olur.