TAKİP ET
Begüm, büyülü dünyada karşılaştığı hayvan dostlarının birbirine yardım ederek ve doğayı koruyarak mutlu bir yaşam sürdüğünü görür ve bu değerlerin önemini öğrenir. Bu masal, çocuklara doğaya sevgiyle yaklaşmanın ve canlılarla uyum içinde yaşamanın önemini anlatır.
Güneşin ışıl ışıl parladığı bir gün, Begüm ailesiyle birlikte piknik yapmak için parka gitmişti. Begüm kahverengi saçları rüzgarda uçuşurken, sevgi dolu gözleriyle çevresine bakındı. Yanında çok sevdiği annesi, babası ve en iyi arkadaşları olan oyuncak kedi ve köpekleri vardı. Piknik örtüsü çiçekli çimenlerin üzerine serildiğinde, Begüm heyecanla babasının elini tutup parka koştu. En sevdiği oyun alanı onu bekliyordu: kaydırak!
Begüm, parlak renklerle bezenmiş kaydırağın tepesine tırmandı, minik elleriyle sımsıkı tutundu ve bir çığlık atarak kaydı. Ancak bu sefer kaydıraktan indiğinde kendini tanıdık parkın dışında, bambaşka bir dünyada buldu. Gözlerine inanamıyordu! Etrafı rengarenk çiçekler, gökkuşağı renklerinde ağaçlar ve masmavi gökyüzüyle dolu, büyülü bir oyun parkı kaplamıştı. Bu park öyle güzeldi ki, her köşesinde farklı bir sürpriz saklıydı.
Begüm etrafına bakarken yanına beyaz tüylü, kocaman gözleriyle sevimli bir kedi geldi. “Merhaba, ben Pamuk,” dedi kedi, şirin bir sesle. Begüm şaşkınlıkla kediye baktı. Kedinin konuştuğunu duyunca gülümsedi ve “Merhaba Pamuk, ben Begüm,” dedi. Pamuk’la tanıştıktan sonra parkın diğer köşesinden minik bir köpek koşarak yanlarına geldi. Bu sevimli dostun adı Köpük’tü ve kuyruğunu heyecanla sallayarak Begüm’e doğru havladı.
Pamuk ve Köpük, Begüm’ü bu büyülü dünyada bir gezintiye çıkardı. Her adımda başka bir hayvan dostuyla tanışıyorlardı: Tavşanlar yuvalarında çiçeklerle oyun oynuyor, sincaplar ağaç dallarından cevizler atarak eğleniyordu. Hepsi birbirleriyle dostça oynuyor ve yardımlaşıyorlardı. Begüm, bir arı kolonisiyle tanıştı; arılar, rengarenk çiçeklerden topladıkları balları her sabah tüm hayvan dostlarıyla paylaşıyorlardı. Her şey ne kadar da güzeldi! Burada herkes doğaya çok saygılıydı; çöpler geri dönüşüm kutularına atılıyor, ağaçlara zarar vermemek için dikkat ediliyordu.
Pamuk, Begüm’ü kocaman bir çınar ağacının altına götürdü. Bu ağacın dalları yıldızlar gibi parlıyor, yaprakları arasından tatlı bir melodi duyuluyordu. Bu, doğanın şarkısıydı. Her yaprak, her çiçek, her hayvan bu şarkıya katılıyordu. Begüm hayranlıkla etrafına bakarken Köpük’ün ona uzattığı rengarenk bir çiçeği aldı. “Bu dünyada herkes birbirine yardım eder, birlikte yaşar ve doğayı korur,” dedi Köpük, gururla.
Begüm, bu dostluk ve doğa dolu dünyada çok mutlu olmuştu. Pamuk ve Köpük’le oynarken, bu dünyayı korumanın ve doğaya saygı duymanın ne kadar önemli olduğunu anladı. Birden hafif bir rüzgar esti ve Begüm gözlerini kapatıp açtığında kendini tekrar kaydırağın altına oturmuş buldu. Anne ve babası ona el sallıyordu. Gördükleri gerçek miydi, yoksa güzel bir rüya mıydı, bilemedi. Ama o an Begüm, kalbinde doğaya ve hayvanlara karşı sonsuz bir sevgiyle doldu. Artık o da doğayı korumak ve hayvan dostlarına yardım etmek için elinden geleni yapacaktı.
Begüm, annesiyle babasının yanına koşarken kalbinde büyülü parkın anılarını taşıyordu. O günden sonra parkta oynarken, etrafındaki tüm canlılara sevgiyle bakıyor, doğanın ve hayvanların kıymetini çok iyi biliyordu. Çünkü Begüm biliyordu ki, gerçek mutluluk dostlukta, yardımlaşmada ve doğayı korumaktaydı.
Ve her şey bu küçük kızın, kaydıraktan kayarak keşfettiği o büyülü doğa dünyasıyla başlamıştı…
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
