İsme Özel Masallar, 2 Yaş Masalları, 3 Yaş Masalları, 4 Yaş Masalları, 5 Yaş Masalları, 6 Yaş Masalları, 7 Yaş Masalları, Doğa ve Çevre Masalları, Hayvan Masalları, Uyku Masalları

İlge ve Ormanın Sırrı

Masal Oku İlge ve Ormanın Sırrı

Bu masalda; İlge, kelebek ve aslan gibi korktuğu hayvanlarla tanışıp onları daha yakından tanıdığında, korkulacak bir şey olmadığını fark eder.

Bir varmış, bir yokmuş… Güzel, kıvırcık saçlı, kocaman gözlü bir kız çocuğu varmış. Adı İlge’ymiş. İlge, hayvanları çok severmiş. En sevdiği hayvanlar kedi ve köpekmiş. Kocaman patileri olan sevimli köpeklerle oynamayı, pofuduk tüyleri olan kedileri okşamayı çok severmiş. Ancak bir şey varmış ki, İlge kelebeklerden ve aslanlardan korkarmış. Bir kelebek kanatlarını çırpsa ya da uzakta bir aslan kükrese, küçük kalbi hızla çarpar, gözlerini sımsıkı kapatırmış.

Bir gün, İlge çok güzel bir sabaha uyanmış. Gözlerini açar açmaz pencereden süzülen güneş ışığını görünce dışarıda oynamak istemiş. Annesine bakıp gülümsemiş, “Ormanda saklambaç oynayalım mı?” demiş. Annesi de gülümsemiş, “Tabii ki, İlge! Hadi hazırlan,” demiş.

Ormanın içi mis gibi kokuyormuş. Kuşlar şarkı söylüyor, ağaçların dalları rüzgarla dans ediyormuş. İlge, elinde küçük sepetiyle ormanın derinliklerine doğru yürürken yanında en sevdiği kedisi Minnoş ve tatlı köpeği Karabaş da varmış. Minnoş yavaş yavaş adımlar atarken, Karabaş neşeyle zıplıyor ve kuyruk sallıyormuş.

Derken, saklambaç oyununa başlamak için durdukları sırada küçük bir kirpi yuvarlanarak İlge’nin önüne gelmiş. “Merhaba, ben Kirpi! Saklambaç oynayacak mısınız? Ben de katılabilir miyim?” demiş. İlge sevinçle gülmüş, “Tabii ki, sen de oynayabilirsin!” demiş. O sırada ormanda hoplaya zıplaya gelen bir tavşan ve zıp zıp sıçrayan küçük bir kurbağa da onlara katılmış.

“Ben Tavşan, en hızlı koşanlardan biriyim! Eğer beni bulabilirsen gerçekten iyi bir saklambaç oyuncususun demektir!” demiş Tavşan. Kurbağa da zıplayarak, “Ben de zıplarken çok iyi saklanırım!” demiş.

İlge, artık tüm hayvanlarla saklambaç oynamaya hazırmış. Gözlerini kapatıp saymaya başlamış, “Bir, iki, üç…”

O sırada, çalıların arasından parıldayan bir şey fark etmiş. İrili ufaklı kanatları olan bir kelebekmiş bu! İlge, kelebeği görünce bir an duraksamış. Kalbi hızla çarpmaya başlamış, çünkü kelebeklerden korkarmış. Ama kelebek tatlı bir sesle, “Merhaba İlge! Ben Kelebek, saklambaçta saklanmak için çok hafifim, sen beni bulabilecek misin?” demiş.

İlge bir an tereddüt etmiş, ama kelebeğin parlak kanatları güneş ışığında o kadar güzel parlıyormuş ki, korkusu bir an için kaybolmuş. “Belki de kelebekler korkulacak kadar tehlikeli değildir,” diye düşünmüş. Sonra cesaretini toplayarak, “Tabii ki seni bulabilirim!” demiş gülerek.

İlge saymaya devam etmiş. Tam yüzünü ağaçtan çevirdiğinde, ormanın derinliklerinden bir kükreme sesi gelmiş. Bu ses, aslanın sesiymiş! İlge’nin kalbi tekrar hızlanmış, çünkü aslanlardan da çok korkarmış. Ama ses bir kez daha geldiğinde, bu kez daha nazik ve yumuşakmış. İlge, yavaşça sese doğru ilerlemiş. O da ne? Karşısında koca, altın renkli bir aslan duruyormuş. Ancak bu aslanın gözleri sıcacık bakıyormuş. Aslan nazik bir şekilde yere eğilmiş ve, “Merhaba küçük İlge, benim adım Aslan. Saklambaç oyununu duydum ve seninle tanışmak istedim. Belki de korkulacak biri değilimdir,” demiş.

İlge, aslanın dostça konuştuğunu fark etmiş ve içindeki korku hafiflemeye başlamış. “Sen gerçekten kötü bir aslan değilsin, değil mi?” diye sormuş. Aslan gülümsemiş, “Ben dost canlısı bir aslanım. Sadece biraz büyük ve gürültülü olabilirim ama saklambaç oynamayı çok severim. Eğer bana şans verirsen, bu oyunda çok eğleneceğiz,” demiş.

İlge, yavaşça aslanın yanına yaklaşmış ve gülümseyerek, “Tamam, saklambaçta saklanabilirsen seni bulacağım!” demiş.

Böylece oyun başlamış! İlge ormanın her köşesine bakarak hayvanları tek tek bulmuş. Minnoş, bir ağacın tepesinde saklanıyormuş, Karabaş çalıların arkasında kuyruğunu sallıyormuş. Tavşan, bir çukurun içinde saklanırken, Kurbağa da bir göletin taşlarının arkasına zıplamış. Kirpi, kendini dikenli bir top haline getirmiş ve çimenlerin arasında kaybolmuş.

Sonunda İlge, kelebeği bir çiçeğin üstünde dinlenirken bulmuş. “İşte seni buldum!” demiş sevinçle. Kelebek zarif bir şekilde kanatlarını çırpmış, “Beni buldun! Artık korkmamalısın, ben sadece rüzgar gibi hafifim,” demiş.

Son olarak İlge, aslanı büyük bir ağacın arkasında bulmuş. Aslan nazikçe kuyruğunu sallayıp gülümsemiş. “İşte buradayım! Artık korkulacak bir şey olmadığını biliyorsun, değil mi?” demiş. İlge başını sallamış, “Evet, sen çok tatlı bir aslanmışsın! Artık ne senden ne de kelebeklerden korkuyorum,” demiş gülümseyerek.

Gün batarken, İlge ve yeni arkadaşları ormanın içinde birlikte oturmuşlar. Minnoş kucağında mırıldanıyor, Karabaş yanı başında yatıyormuş. Kelebek hafifçe omzuna konmuş, aslan ise kocaman pençeleriyle toprağı nazikçe kazıyormuş.

O gün İlge, korkulacak hiçbir şeyin olmadığını, her hayvanın kendi güzelliği ve dostluğu olduğunu öğrenmiş. Kelebekler nazik, aslanlar güçlü ama sevecenmiş. Ve her hayvanın, büyük ya da küçük, dost olabileceğini anlamış.

İşte masal bu ya, o gün ormanda sadece saklambaç oynanmamış; aynı zamanda İlge, hayvanların dost canlısı dünyasına adım atmış. Ve her seferinde ormana gittiğinde, kelebeği ve aslanı görmek için sabırsızlanır olmuş.

Gökyüzünde yıldızlar parladığında, İlge yorgun ama mutlu bir şekilde eve dönmüş. Artık kelebeklerden ve aslanlardan korkmuyormuş. Çünkü her biri onun en yakın arkadaşlarından biri olmuştu.

Ve gökteki yıldızlar parladıkça, İlge’nin kalbinde yeni keşfettiği cesaret ve sevgi de parlamaya devam etmiş.

Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.

Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir