Rüzgar Ali’nin bu macerası, çocuklara futbolun sadece fiziksel bir oyun olmadığını, aynı zamanda takım çalışması, zeka ve azim gerektirdiğini öğretir.
Küçük bir köyde, sarı-lacivert renklere gönül vermiş, 3 yaşında Rüzgar Ali adında bir çocuk yaşarmış. Rüzgar Ali, parkta sallanmayı ve çimenlerin üzerinde koşmayı çok severmiş. Ama en büyük tutkusu, Fenerbahçe’yi izlemekmiş. Her Fenerbahçe maçı olduğunda, minik formasıyla televizyonun karşısına geçer, sarı-lacivert bayrağını sallayarak tezahüratlar yaparmış.
Bir gün, Rüzgar Ali’nin babası ona çok özel bir hediye vermiş: Bir Fenerbahçe futbol topu! Ancak bu, sıradan bir top değilmiş. Babası, “Bu topun içinde büyük bir sır var,” demiş ve topu Rüzgar Ali’ye uzatmış. “Bu top, Fenerbahçe’nin efsane futbolcularının dokunduğu sihirli bir top. Eğer onu doğru şekilde kullanırsan, sen de bir gün onlar gibi büyük bir futbolcu olabilirsin!”
Rüzgar Ali, bu sözleri duyunca çok heyecanlanmış. Hemen topu alıp parka koşmuş. Topu yere koymuş ve minik ayaklarıyla ona dokunmuş. O anda top parlak bir ışık saçmaya başlamış! Gözleri kocaman açılan Rüzgar Ali, “Bu da ne böyle?” diye düşünmüş. Işığın içinden sarı-lacivert renklere bürünmüş, sevimli bir karakter çıkmış.
Bu karakter gülümseyerek, “Merhaba, Rüzgar Ali! Ben Fenerbahçe’nin gizemli karakteri. Seninle çok özel bir maceraya çıkacağız!” demiş. Rüzgar Ali şaşkınlıkla bakarken, bu karakter devam etmiş: “Bu top sayesinde futbolun sırlarını öğreneceksin. Ama önce seninle gizemli bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor.”
Bir anda, Rüzgar Ali ve gizemli top kendilerini Fenerbahçe’nin efsanevi stadyumu olan Kadıköy’de bulmuşlar. Rüzgar Ali, bu büyük ve görkemli stadyumu görünce hayran kalmış. Tribünlerde Fenerbahçe bayrakları sallanıyor, sahada futbolcular ısınma hareketleri yapıyormuş. Ancak sahada bir şey eksikmiş: Maçın oynanması için gereken sihirli top ortada yokmuş!
Bu karakter, Rüzgar Ali’ye dönerek, “Sihirli top olmadan bu maç asla başlayamaz. Bizim görevimiz, o topu bulmak ve futbolculara geri getirmek!” demiş. Rüzgar Ali, bu görevi hemen kabul etmiş. Hızla stadyumun altındaki gizli tünellere doğru yol almışlar. Tüneller karanlık ve gizemliymiş, ancak Rüzgar Ali cesurca ilerlemiş.
Tünelin sonuna geldiklerinde, büyük bir kapı görmüşler. Kapının üzerinde “Fenerbahçe’nin Kalbi” yazıyormuş. Kapı yavaşça açıldığında, içerde parlak bir ışık huzmesi belirmiş. Bu, Fenerbahçe’nin efsanevi sihirli topuymuş! Ancak topun etrafında, ona ulaşmalarını engelleyen futbol bilmeceleri varmış.
İlk bilmeceyi çözmek için, top karakteri Rüzgar Ali’ye dönüp sormuş: “Futbolda takım çalışması neden önemlidir?” Rüzgar Ali düşünmüş ve hemen cevap vermiş: “Takım çalışması, birbirine yardımcı olmak demektir. Eğer bir takım birlikte oynarsa, herkesin gücü birleşir ve gol atmak daha kolay olur!”
Bu doğru cevapla birlikte, kapı biraz daha açılmış. Ama ikinci bir bilmece daha varmış: “Futbolda hız mı yoksa zeka mı daha önemlidir?” Rüzgar Ali bir an düşünmüş ve demiş ki: “Her ikisi de önemlidir! Hızlı olmak gol atmak için iyidir ama zekayı kullanmak doğru zamanda doğru yerde olmayı sağlar.”
Bu cevap da doğruymuş. Kapı tamamen açılmış ve Fenerbahçe’nin efsanevi topu parıldayarak Rüzgar Ali’nin önüne gelmiş. Top karakteri gülümseyerek, “Sen gerçekten büyük bir futbolcu olacaksın. Çünkü hem takım çalışmasını hem de futbolun sırrını biliyorsun!” demiş.
Rüzgar Ali, sihirli topu alıp stadyuma geri dönmüş. Futbolcular onu karşılayıp, “Teşekkürler, küçük kahraman!” diyerek topu almışlar. O gün Rüzgar Ali, Fenerbahçe’nin en önemli maçını tribünden izlemiş ve sihirli top sayesinde büyük bir galibiyete tanık olmuş.
Maçın sonunda, babası ona gülümseyerek, “Seninle gurur duyuyorum, Rüzgar Ali. Gerçek bir futbolcu olma yolunda büyük bir adım attın,” demiş. Rüzgar Ali, sihirli topun sırrını öğrendiği için çok mutluymuş ve bir gün, Fenerbahçe’de oynayacağına dair büyük hayaller kurmuş.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
