Merak ve keşif ruhuyla yola çıkan Alparslan, doğadaki hayvan dostları sayesinde doğanın sırlarını ve işbirliğinin, yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenir.
Bir varmış, bir yokmuş… Güzel bir bahar günüymüş. Güneş gökyüzünde parlarken minik bir çocuk, odasında neşe içinde rengarenk arabalarıyla oynuyormuş. Bu çocuk, bizim Alparslan’mış. Alparslan’ın en sevdiği araba, kırmızı olanıymış. Ancak o gün, arabası aniden kayıp, koltuğun altına kaçmış. Alparslan eğilip arabasını almak için koltuğun altına baktığında, gözleri kocaman açılmış. Çünkü koltuğun altından parıl parıl ışıklar çıkıyormuş!
Alparslan merakla ışıklara doğru yaklaştığında, kendini bir anda büyülü bir ormanın ortasında bulmuş. Orada minicik, sevimli bir kediyle, Mia’yla tanışmış ve kaybolan arabasını bulmak için ormanın içinde heyecan dolu bir maceraya başlamış…
Böylece Alparslan, sincap, tavşan ve kuş gibi birbirinden sevimli hayvanlarla tanışmış ve onlardan doğa hakkında çok şey öğrenmiş. Sincap, kışa hazırlık yapmanın önemini anlatmış; tavşan, dikkatli olup arkadaşlarına yardım etmenin değerini; kuş ise rüzgarı takip ederek yol bulmanın sırrını…
Sonunda Alparslan, arabasını bulmuş ve bu maceradan pek çok şey öğrenmiş. Yeni dostlarına teşekkür etmiş ve mutlu bir şekilde onlarla vedalaşmış.
Derken bir anda, Alparslan gözlerini açmış ve kendini yine odasında bulmuş. Ama şimdi kalbinde, ormandaki dostlarının hatıraları ve doğanın büyüsüyle dolu bir sevinç varmış.
Ve böylece Alparslan, gülümseyerek “Bir gün yine buluşuruz,” diye fısıldamış.
Gökten üç elma düşmüş: Biri bu güzel masalı anlatana, biri onu dinleyene, biri de doğanın büyüsüne inananlara…
Masal burada bitmiş ama Alparslan’ın kalbindeki maceralar daha yeni başlıyormuş…
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!