Herkesin içindeki renkleri ve potansiyeli keşfetmek, paylaşmak ve yardım etmekle mümkün olur. Yardımseverlik, sihir gibi her şeyi güzelleştirir.
Uçsuz bucaksız, yeşil bir ormanın kıyısında, Demirhan adında meraklı ve neşeli bir çocuk yaşarmış. Demirhan, arabaları çok severmiş; ister oyuncak olsun, ister gerçek, tüm arabalar onun için büyüleyiciymiş. Bir gün, babası ona yeni bir oyuncak araba almış. Ancak bu araba, diğerlerinden çok farklıymış; küçük, parlak ve ormanın derinliklerinden gelen sihirli bir ışıltıya sahipmiş.
Demirhan, yeni arabasını hemen denemek istemiş ve bahçede oynamaya başlamış. Ancak arabası yuvarlanarak ormanın derinliklerine doğru gitmeye başlamış. Demirhan arkasından koşmuş ama arabası hızla kaybolmuş. O anda, ormandan gelen tuhaf bir ses duymuş: “Demirhan, seni bekliyoruz!”
Demirhan şaşkınlıkla etrafına bakarken, birdenbire ormanın içinden kocaman, rengarenk bir kaplumbağa çıkagelmiş. Kaplumbağa konuşmaya başlamış: “Sana yardım edebilirim. Sihirli arabayı bulmak için ormanın derinliklerine gitmen gerek. Ancak orada yalnızca arabalar yok, ormanın sihirli hayvanları da var. Eğer onlara yardım edersen, onlar da sana rehberlik eder.”
Demirhan, merakla kaplumbağayı takip etmiş. Ormanın derinlerine doğru ilerledikçe, renkli ağaçlar, gökyüzüne doğru yükselen çiçekler ve cıvıldayan kuşlarla dolu büyülü bir yer keşfetmiş. Tam o sırada karşısına kocaman, parlak bir araba çıkmış! Ancak bu araba, normal bir araba değilmiş. Tekerleklerinin yerine çiçekler varmış ve her hareketiyle ağaçların dallarından yapraklar dökülüyormuş.
Araba Demirhan’a dönerek: “Merhaba, küçük dostum! Beni buldun. Ama sihrimi geri kazanmam için yardıma ihtiyacım var. Ormanda birçok hayvan renklerini kaybetti. Onları yeniden canlandırırsak, sihrim de geri gelecek.”
Demirhan, sihirli arabanın söylediklerine inanarak yola koyulmuş. İlk olarak karşısına, kanatları tamamen siyah olmuş üzgün bir kuş çıkmış. “Renklerim kayboldu,” demiş kuş, “eskiden gökyüzünde neşeyle uçardım, ama şimdi uçamıyorum.” Demirhan hemen düşünmüş ve “Belki de seni yeniden boyayabilirim,” demiş. Arabanın içinden sihirli bir kutu çıkmış. Kutunun içinde çeşitli renkler varmış. Demirhan, kuşun kanatlarını gökkuşağı renkleriyle boyamış. Kuş, hemen neşeyle kanatlarını çırparak gökyüzüne doğru uçmuş.
Yoluna devam eden Demirhan, bu sefer kocaman bir tavşan ailesiyle karşılaşmış. Ancak tavşanların tüyleri bembeyazmış ve hiç gözükmek istemiyorlarmış. “Tüylerimiz çok renksiz, saklanmak zorundayız,” demişler. Demirhan, tavşanların tüylerini neşeli renklerle boyamış ve tavşanlar hemen zıplayarak dans etmeye başlamışlar.
Her yardımıyla orman daha da renkleniyor, sihirli araba da daha parlak hale geliyormuş. Son olarak Demirhan, devasa bir aslanla karşılaşmış. Ama bu aslan çok küçük ve cılız görünüyormuş. “Ben eski ihtişamlı halime geri dönmek istiyorum, ama sihrimi kaybettim,” demiş aslan. Demirhan, aslanı cesaretlendirmiş ve ona altın sarısı yeleler çizmiş. Aslan hemen büyümüş ve ormanın kralı gibi kükremiş.
Sonunda sihirli araba tamamen parlamaya başlamış ve Demirhan’a dönerek: “Teşekkürler, Demirhan. Senin sayende orman tekrar canlandı. Şimdi seni istediğin her yere götürebilirim.”
Demirhan, sihirli arabaya binmiş ve ormanın içinde hızla ilerlemeye başlamış. Kuşlar etrafında uçuşmuş, tavşanlar neşeyle zıplamış, aslan ise gururla yolun sonunda durmuş. Ormanın derinliklerine kadar gitmişler ve en sonunda Demirhan’ın bahçesine geri dönmüşler. Demirhan, sihirli arabasından inmiş ve gülümseyerek: “Ne zaman istersen seni tekrar bulacağım,” demiş.
Demirhan, o günden sonra arabalarıyla oynarken hep o sihirli ormandaki macerasını hatırlamış ve her arabaya baktığında hayvanları da unutmamış.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!