Oyunların büyüsü, kiminle oynandığında ve nasıl paylaşıldığında saklıdır; dostlarla birlikte vakit geçirmek her şeyi daha keyifli ve anlamlı hale getirir.
Bir varmış, bir yokmuş, zamanın birinde, uçsuz bucaksız yeşil kırların arasında küçük bir köy varmış. Bu köyde Doruk adında bir çocuk yaşarmış. Doruk henüz 2 yaşında, sarı saçları güneşin altında parıldayan, ela gözleri ise merak ve heyecanla parlayan bir çocukmuş. Her gün çimenlerin üzerinde, neşeyle koşturur, elinde tuttuğu en sevdiği futbol topuyla oynarmış. Bu futbol topu, Doruk için sıradan bir top değilmiş. Ona göre bu top büyülüymüş; çünkü ne zaman topu ayağıyla sürse, dünya durur, gökyüzü ona eşlik eder ve tüm evren futbol oynar gibi olurmuş.
Doruk’un yalnız olmadığı bu güzel sabahlardan birinde, yanında her zaman olduğu gibi en iyi dostu Kıvırcık varmış. Kıvırcık, yumuşacık beyaz tüyleriyle koca kuyruklu, zıplayıp duran, enerjik bir köpekmiş. Doruk ile Kıvırcık, her sabah bu geniş kırda futbol oynamaya çıkarlarmış. Topun peşinden koştururken, rüzgâr adeta onlara eşlik eder, çimenler ise onların ayak izleriyle dans edermiş. Doruk’un her gülüşü, rüzgârın esintisine karışır, Kıvırcık’ın havlamaları gökyüzünde yankılanırmış.
Bir gün, güneş tam tepedeyken, Doruk ve Kıvırcık neşe içinde top oynuyorlarmış. Doruk’un minik ayakları her defasında topa vururken, top sanki kendi başına hareket ediyormuş gibi ileriye doğru süzülüyormuş. Kıvırcık da bir o yana, bir bu yana koşuyor, topu yakalamaya çalışıyormuş. Ancak o gün, Doruk bir şey fark etmiş. Uzaktan ona doğru gelen bir gölge varmış. Başını kaldırmış ve gözlerine inanamamış! Bu gelen, köyün en heybetli atı, Cesur’muş. Parlak kahverengi kürkü ve göz alıcı yelesiyle, Cesur adeta bir masal diyarından çıkmış gibiydi.
Cesur, Doruk’a doğru ağır adımlarla yaklaşmış. Doruk atları çok severmiş; hele Cesur gibi bir atı! Kocaman, güven veren gözleriyle Doruk’a bakmış. Doruk heyecanla elindeki futbol topunu Cesur’a göstermiş. “Gel Cesur, sen de bizimle futbol oyna!” demiş. O an, sanki Cesur bir büyünün etkisiyle bu sözleri anlamış gibi başını eğip Doruk’a bakmış. Kıvırcık heyecanla havlayarak Cesur’un etrafında dönmeye başlamış. Doruk ve dostları, şimdi üç kişi olmuş!
Doruk topunu büyük bir coşkuyla ileriye doğru yuvarlamış, Cesur ise yavaşça topun peşinden gitmiş. Kıvırcık, neşeyle Cesur’un etrafında zıplarken, Doruk gülerek onların peşinden koşmuş. Cesur, topa hafifçe dokunmuş, ve top bir kez daha Doruk’un ayağına geri dönmüş. O an Doruk anlamış ki, futbol sadece topu sürmekten ibaret değilmiş. Arkadaşlarınla oynadığında, top adeta sihirle dolarmış. Rüzgâr daha tatlı eser, güneş daha parlak doğar, çimenler daha yeşil olurmuş.
Gün ilerlerken, birdenbire gökyüzü yavaşça kararmaya başlamış. Doruk, yukarı bakmış ve büyük gri bulutların toplandığını fark etmiş. “Sanırım yağmur geliyor,” diye düşünmüş, ama hiç umursamamış. Çünkü o anda, dostlarıyla oynamaktan başka bir şey düşünmüyormuş. Ve tam da o anda, büyülü bir şey olmuş. İlk yağmur damlası düştüğünde, Doruk’un topu parıldamaya başlamış. Topun üzerinde, güneşin altında oynamış gibi parıldayan bir ışık belirmiş. Doruk, şaşkınlıkla topa bakmış ve gülerek, “Sanırım topum gerçekten büyülü!” demiş.
Yağmur yavaş yavaş hızlanırken, Doruk, Kıvırcık ve Cesur, yağmurun altında oynamaya devam etmişler. Yağmur damlaları topa vurdukça, top parıldıyor ve her defasında daha uzağa gidiyormuş. Doruk kahkahalar atarak, topun peşinden koşmuş, Cesur ise adeta bir rüzgâr gibi ona eşlik etmiş. Kıvırcık da kuyruğunu sallayarak, damlaların içinde zıplamaya devam etmiş.
Sonunda, yağmur durup güneş yeniden açtığında, Doruk yorgun ama çok mutluymuş. O gün öğrendiği bir şey varmış: Futbol, sadece ayaklarınla oynadığın bir oyun değilmiş. Asıl önemli olan, onu kiminle oynadığınmış. Bir köpekle, bir atla ya da sihirli bir topla… Oyunlar arkadaşlarınla birlikte oynandığında gerçek anlamını bulurmuş.
Doruk, Cesur ve Kıvırcık yan yana uzanmış, gökyüzüne bakarak dinlenmişler. Cesur başını Doruk’un yanına eğmiş, Kıvırcık ise başını Doruk’un dizine koymuş. Doruk gözlerini kapamış ve o büyülü günün tadını çıkararak rüyalar diyarına dalmış.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
