Zeynep Ela, hayvanlarla dostluğun ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenir. Bu masal, çocuklara doğayı ve hayvanları sevmeyi ve onlara yardımcı olmayı öğretiyor.
Bir zamanlar, hayvanları ve özellikle dinozorları çok seven küçük bir kız varmış. Bu tatlı kızın adı Zeynep Ela’ymış. Zeynep Ela, pembe dinozor oyuncaklarını ve bebek doktor setiyle oynamayı çok severmiş. Her gün bebeklerine doktorculuk yapar, onlara bakar ve iyileştirirmiş. Ama Zeynep Ela’nın en büyük hayali, bir gün gerçek bir pembe dinozorla tanışmakmış.
Bir sabah, Zeynep Ela bahçede bebek doktor setiyle oynarken, ormanın içinden gelen bir hışırtı duymuş. Merakla sesin geldiği yöne bakmış ve karşısında kocaman, sevimli, parlak pembe bir dinozor görmüş! Dinozor, kocaman gözleriyle ona bakıp gülümsemiş.
“Merhaba Zeynep Ela! Benim adım Pembe. Senin dinozor sevgini duydum ve seni ziyaret etmeye geldim,” demiş Pembe Dinozor.
Zeynep Ela heyecanla yerinden fırlamış. “Gerçekten pembe bir dinozor musun? Seninle oynamayı çok isterim!” demiş neşeyle.
Pembe Dinozor başını sallamış. “Tabii ki! Ama önce küçük bir sorunum var. Karnım biraz ağrıyor ve iyileşmem için bana yardım etmen gerekiyor,” demiş.
Zeynep Ela, doktor setini yanına alıp hemen Pembe Dinozor’a yaklaşmış. Dinozorun karnına dikkatlice bakmış ve “Benim doktor setimle seni iyileştirebilirim!” demiş. Küçük steteskopunu çıkarıp Pembe Dinozor’un kalp atışlarını dinlemiş. “Her şey yolunda görünüyor, ama sanırım birazcık dinlenmen gerekiyor,” demiş sevimli bir sesle.
Pembe Dinozor, Zeynep Ela’nın bu tatlı ilgisi karşısında çok mutlu olmuş. “Teşekkür ederim Zeynep Ela! Sen gerçekten harika bir doktorsun. Şimdi kendimi çok daha iyi hissediyorum,” demiş.
Bir süre sonra, Pembe Dinozor, Zeynep Ela’ya ormandaki diğer hayvanlarla tanışmasını önermiş. “Gel, seni arkadaşlarımla tanıştırayım. Ormanda birçok hayvan yaşıyor ve hepsi seni görmek için sabırsızlanıyor,” demiş.
Zeynep Ela ve Pembe Dinozor birlikte ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlamışlar. Yolda renkli kuşlar, sincaplar ve tavşanlar onlara eşlik etmiş. Her köşe, Zeynep Ela’nın hayal bile edemeyeceği kadar büyülüymüş. Ormanın kalbine vardıklarında, Zeynep Ela bir grup yavru tavşanın ağacın altında oynadığını görmüş. Tavşanlar o kadar sevimliymiş ki, Zeynep Ela hemen onlarla oynamaya başlamış.
Tavşanlardan biri, küçük bir kuyruğu yaralanmış gibi görünüyormuş. Zeynep Ela, hemen doktor setini çıkararak yaralı tavşana yardım etmeye başlamış. Pembe Dinozor da onun yanında durmuş ve ona moral vermiş. “Senin doktorluk yeteneğin burada çok işimize yarıyor Zeynep Ela! Tavşanların da sana ihtiyacı var,” demiş.
Zeynep Ela, nazikçe tavşanın yarasını sarmış ve onu iyileştirmiş. Tavşan, hemen Zeynep Ela’ya teşekkür etmiş ve neşeyle zıplamaya başlamış. O andan itibaren, tüm hayvanlar Zeynep Ela’yı çok sevmiş ve ona teşekkür etmişler. Zeynep Ela, Pembe Dinozor ve hayvanlarla ormanda daha fazla vakit geçirmiş, onların oyunlarına katılmış ve hepsine yardım etmeye devam etmiş.
Pembe Dinozor, Zeynep Ela’ya dönüp demiş ki: “Sen harika bir doktorsun ve hayvanlara çok iyi bakıyorsun. Ormanımız seni her zaman bekliyor. Ne zaman istersen, tekrar gelebilir ve bizimle oynayabilirsin.”
Zeynep Ela, bu büyülü ormanı ve hayvan dostlarını çok sevmiş. “Sizi her zaman ziyaret edeceğim,” demiş neşeyle. O andan itibaren Zeynep Ela, doktor setini yanından hiç ayırmamış ve hayvan dostlarına her zaman yardım etmeye hazır olmuş.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
