Elvin Ada, doğadaki hayvanların yaşam tarzlarını, nelerden hoşlandıklarını ve nerede yaşadıklarını keşfetti. Doğadaki her canlı, kendi yolunda bir mutluluk ve huzur bulur.
Bir sabah, İzmir’in güzel güneşi Elvin Ada’nın dalgalı saçlarını, yani onun deyimiyle “lülük” saçlarını okşarken, o en sevdiği pembe elbisesini giymiş, bahçede oturuyordu. Pembe ve mor çiçeklerin arasında kitabını okuyordu ama bu sabah kitabından çok doğanın seslerine kulak vermek istedi. Kuşların cıvıltısı, rüzgarın fısıldayan sesi onu hayallere daldırdı.
Tam o sırada, çimenlerin arasından minik, pofuduk bir kedi belirdi. Gözleri pırıl pırıl parlıyor, patileriyle neredeyse sessizce ilerliyordu. Kedi, kuyruğunu nazikçe sallayıp Elvin Ada’ya yaklaştı ve tatlı bir mırıltıyla konuştu.
“Merhaba Elvin Ada,” dedi kedi, yumuşacık sesiyle. “Benim adım Mırmır. Seni doğanın gizemli hayvanlarıyla tanıştırmak için buradayım. Onlarla tanışmak ister misin?”
Elvin Ada hayretle kediye baktı. Mırmır’ın konuşabilmesi inanılmazdı! Ama bu kadar tatlı bir kediden gelen her şey mümkündü diye düşündü. Gözleri heyecanla parladı. “Tabii ki tanışmak isterim Mırmır! Hadi hemen başlayalım!” dedi neşeyle.
Mırmır, sevimli patileriyle önde yürümeye başladı ve Elvin Ada da onun peşine takıldı. Beraberce ormanın derinliklerine ilerlediler. Ağaçların arasından süzülen ışıklar, sanki onları büyülü bir dünyaya götürüyormuş gibi görünüyordu. Her adımda, etraflarını saran doğanın sesleri, rüzgarın fısıldayan melodisiyle birleşti. Ormanın derinliklerine indikçe karşılarına ilk olarak kocaman, yumuşacık bir ayı çıktı. Ayı, yavaşça başını kaldırıp Elvin Ada’ya nazik bir gülümsemeyle baktı.
“Merhaba küçük dostum,” dedi ayı, pofuduk tüylerini sallayarak. “Benim adım Pofuduk. En sevdiğim şey, kocaman gölgeli ağaçların altında uyumaktır. Bir de balın tadını hiçbir şeye değişmem! Bu ormanın sessizliği ve tatlı bal, beni mutlu eden şeylerdir.”
Elvin Ada, Pofuduk’a hayranlıkla baktı. “Uyumayı ve bal yemeyi seviyorsun öyle mi? Ne kadar huzurlu bir yaşamın var!” dedi gülümseyerek.
Pofuduk esneyerek gözlerini kapadı. “Evet, doğanın en güzel yanlarından biri, ona kendini bıraktığında sana huzur vermesidir.”
Mırmır, Elvin Ada’ya göz kırptı ve tekrar yola koyuldular. Biraz ilerledikten sonra, geniş bir açıklıkta, keyifle zıplayan sevimli bir tavşan gördüler. Tavşan, onları görünce neşeyle hoplayarak yanlarına geldi.
“Merhaba! Ben Zıpzıp,” dedi tavşan. “Zıplamak benim en büyük eğlencem. Çimenlerin üzerinde zıpladığımda, sanki rüzgarla yarışıyorum. Ayrıca en sevdiğim şeylerden biri, sabahın erken saatlerinde taze havuçların tadına bakmaktır. Çıtır çıtır olur ve damağımda dans ederler.”
Elvin Ada, tavşanın bu neşeli haline gülümsedi. “Zıplamak çok eğlenceli olmalı,” dedi. “Sanki doğanın her köşesini keşfetmek için bir yolculuk yapıyorsun gibi!”
Zıpzıp kulaklarını oynatarak, “Aynen öyle! Her zıplayışımda yeni bir çiçek, yeni bir macera bulurum,” diye cevap verdi.
Mırmır, Elvin Ada’yı yeniden yanına çağırdı ve bu sefer onları gökyüzünde süzülen bir kartala doğru götürdü. Kartal, geniş kanatlarını açarak havada bir daire çizdi ve zarifçe Elvin Ada’nın önüne kondu.
“Benim adım Kartal Kanat,” dedi gururla. “Gökyüzünde uçmak, rüzgarla dans etmek benim en sevdiğim şeydir. Dağların zirvesinde süzülmek bana özgürlüğün ne kadar güzel olduğunu hatırlatır. Her uçuşumda, bulutların arasında kaybolur ve gökyüzünün sonsuzluğunda kaybolurum.”
Elvin Ada, Kartal Kanat’a hayranlıkla baktı. “Gökyüzünde olmak ne kadar büyüleyici olmalı,” dedi. “Tüm dünyayı yukarıdan görmek ve rüzgarla dans etmek…”
Kartal Kanat başını salladı. “Evet, doğanın en güzel yanlarından biri, ona kendini bırakıp onunla bütünleşmektir.”
Biraz daha ilerlediklerinde, çimenlerin arasında yuvarlanan bir kirpi gördüler. Kirpi, dikenlerini hafifçe oynatarak onlara doğru yürüdü.
“Ben Dikenli,” dedi kirpi, neşeyle. “Küçük deliklerde yuva yapmayı ve geceleri dolaşmayı çok severim. Yaprakların arasında kaybolmak ve doğanın sessizliğinde kendi maceralarımı yaşamak benim için en eğlenceli şeydir.”
Elvin Ada, kirpinin şirinliğine gülümseyerek, “Geceleri dolaşmayı mı seviyorsun?” diye sordu.
Dikenli başını salladı. “Evet, çünkü geceleri her şey daha sessiz ve sakin olur. Yıldızların altında yürümek, doğanın en güzel anlarından biridir.”
Son olarak, Mırmır ve Elvin Ada bir göl kenarına geldiler. Su yüzeyinde keyifle yüzen bir kunduz gördüler. Kunduz, kuyruğunu suya çırparak Elvin Ada’ya doğru yaklaştı.
“Benim adım Çıtır,” dedi kunduz. “Suda yüzmek ve ağaç dallarıyla oynayıp barajlar yapmak en büyük keyfimdir. Suyun serinliği ve huzuru bana her zaman neşe verir.”
Elvin Ada, Çıtır’a merakla baktı. “Suyun içinde yaşamak nasıl bir duygu?” diye sordu.
Çıtır kuyruğunu suya vurarak güldü. “Suyun içinde her şey hafif ve özgür hissettirir. Ayrıca barajlar yapmak bizim en büyük eğlencemiz. Yuvalarımızı güvenli bir şekilde su kenarlarına inşa ederiz. Barajlarımız sayesinde suyun akışını kontrol ederiz, bu da bize huzurlu bir yaşam alanı sağlar. O yüzden genellikle akarsu, göl ve derelerin kenarında yaşarız.”
Mırmır, Elvin Ada’ya dönüp, “Gördün mü, Elvin Ada? Doğadaki her hayvanın kendine özgü bir yaşam tarzı ve eğlencesi var. Pofuduk uzun uyuklamalar ve bal yemeyi sever, Zıpzıp zıplamayı ve havuçları, Kartal Kanat gökyüzünde süzülmeyi, Dikenli geceleri dolaşmayı ve Çıtır ise suyun serinliğinde yüzmeyi. Hepsinin doğada bir yeri var ve doğanın güzelliği bu çeşitlilikte gizli.”
Elvin Ada, bu büyülü hayvanların yaşamlarını öğrenmiş olmanın verdiği mutlulukla gülümsedi. Doğa, her canlı için farklı bir maceraydı ve Elvin Ada, bu maceraya tanık olmaktan büyük bir keyif almıştı.
O gün Elvin Ada, doğaya her zamankinden daha büyük bir sevgiyle baktı. Her hayvanın, her ağacın ve her derenin içinde bir dünya saklıydı ve Elvin Ada bu dünyaların kapılarını keşfetmeye başlamıştı.
Elvin Ada Adına Yapılan Fidan Bağışının Sertifikası
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!