Bu masal, doğanın ve hayvanlarla kurulan dostluğun hayatı nasıl güzelleştirdiğini vurguluyor.
Bir zamanlar, çiçeklerin renklerle dans ettiği, kuşların cıvıltılarının yankılandığı büyülü bir orman vardı. Bu orman, her biri farklı bir hikaye anlatan ağaçlarla doluydu ve en sevimli hayvanlar burada yaşardı. İşte bu ormanın derinliklerinde, iki küçük kız kardeşin masalı başlar: Eslem Mina ve Ecem Lina.
Eslem Mina, doğayı ve hayvanları çok severdi. Gözleri parıldayarak tavşanları, sincapları izler, bir uğur böceği gördüğünde heyecanla elini uzatırdı. Küçük kardeşi Ecem Lina ise henüz 1 yaşındaydı, ama ablası gibi hayvanlara olan sevgisi gözlerinden okunurdu. Birlikte ormanda koşar, papatyaların arasında saklambaç oynarlardı.
Bir gün Eslem Mina, Ecem Lina’yı elinden tutup ormanın derinliklerine götürdü. “Gel kardeşim, bugün uğur böceği kraliçesini bulacağız,” dedi heyecanla. Ecem Lina ablasına güvenle gülümsedi, minik adımlarıyla onun peşinden yürümeye başladı. Yol boyunca papatyalar, gökyüzüne uzanmış ağaçlar ve kuşların melodileri onlara eşlik ediyordu. Eslem Mina’nın en sevdiği şeylerden biri, papatyaların ortasına oturup doğayı dinlemekti.
Birden, karşılarına minik bir sincap çıktı. Eslem Mina, “Merhaba sincap dostum! Kraliçe uğur böceğini gördün mü?” diye sordu. Sincap sevimli kuyruğunu sallayarak, “Kraliçe uğur böceği ormanın en güzel çiçeğinde yaşıyor. Ama oraya gitmek için cesur olmanız gerek,” dedi.
Ecem Lina merakla etrafa bakınırken, Eslem Mina kardeşini cesaretlendirdi. “Hadi, birlikte gidip o güzel çiçeği bulalım,” dedi. İki kardeş el ele tutuşarak sincap dostlarının peşinden yürümeye başladılar. Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe, etraflarında sevimli tavşanlar zıplamaya başladı. Ecem Lina, tavşanların beyaz kürklerine hayran kaldı ve bir tanesini okşamak için eğildi.
Yolun sonunda, muazzam güzellikte bir çiçek tarlasına ulaştılar. Papatyalar, rüzgarla birlikte dans ediyor, aralarındaki minik uğur böcekleri ise parıltılı kanatlarını açmış uçuyorlardı. Eslem Mina gözlerine inanamadı. “Burası gerçekten de kraliçe uğur böceğinin evi olmalı!” dedi. Tam o sırada, en büyük papatyanın yapraklarının arasında parlak kırmızı bir uğur böceği çıktı.
Kraliçe uğur böceği, iki küçük kız kardeşe yaklaşıp, “Cesaretiniz ve sevginizle buraya kadar geldiniz. Size ormanın en özel hediyesini vereceğim,” dedi. Ardından, Eslem Mina ve Ecem Lina’ya birer minik çiçek tacı uzattı. “Bu taçlar, her zaman doğaya ve hayvanlara duyduğunuz sevgiyi hatırlatacak.”
Kızlar büyük bir mutlulukla teşekkür ettiler. Eslem Mina, uğur böceği kraliçesinin verdiği hediyeyi başına takarken, “Bu macera hayatımızın en güzel anısı olacak,” diye fısıldadı. Ecem Lina ise minik elleriyle papatyaların arasında gülümseyerek zıplayan tavşanları izliyordu.
İki kardeş, bu masalsı ormandan mutlu bir şekilde ayrıldılar. Yol boyunca sincaplarla, tavşanlarla ve uğur böcekleriyle arkadaş oldular. Bu büyülü macera, doğaya duydukları sevgiyi daha da güçlendirdi. Ve Eslem Mina, her zaman kardeşi Ecem Lina’nın yanında olacağını biliyordu.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
