İsme Özel Masallar, 3 Yaş Masalları, 4 Yaş Masalları, 5 Yaş Masalları, 6 Yaş Masalları, Doğa ve Çevre Masalları, Eğitici Masallar, Uyku Masalları

Esra Öğretmen ve Öğrencilerinin Dostluk Şatosu Macerası

Esra Öğretmen ve Öğrencilerinin Dostluk Şatosu Macerası masal oku

Birlikte çalışmak, yardımlaşmak ve doğayı korumak, dostluğun en güzel şeklidir. Hayatta ilk öğrendiğimiz dostluklar, bizi hayat boyu güçlü kılar.

Bir varmış bir yokmuş… Güneşin ışıklarıyla parlayan, çiçeklerin kokusuyla dolu bir diyarda bir anaokulu varmış. Bu okulun en sevilen, en bilge öğretmeni Esra öğretmenmiş. Uzun, dalgalı saçları, kocaman gözlükleri ve içten gülüşüyle, çocukların sevgisini kazanmış bir öğretmenmiş. Esra öğretmen her sabah çocuklarına yeni maceralarla dolu hikayeler anlatır, onlara hayatın en değerli derslerini öğretirmiş.

Bir gün, Esra öğretmen sınıfına sihirli bir harita getirmiş. Haritada altın yollar, rengârenk çiçeklerle kaplı patikalar ve uzaklarda masallardan çıkma bir şato görünüyormuş. Esra öğretmen, “Bugün, Dostluk Şatosu’na gidiyoruz. Ama şatoya ulaşmak için hep birlikte çalışmalı, doğaya ve canlılara yardım etmeli, dostluğun ve paylaşmanın gücünü keşfetmeliyiz.” demiş.

Tüm çocuklar bu heyecan dolu haberi duyunca sevinçle ayağa fırlamışlar. Her biri gözlerinde parıltılarla Esra öğretmenin etrafında toplanmış. Böylece, Esra öğretmen önde, çocuklar arkada, sihirli bir yolculuğa çıkmışlar.

Yolculukları, ağaçlarla çevrili, çiçeklerle süslenmiş bir ormandan geçiyormuş. Fakat orman, olması gerektiği kadar temiz değilmiş. Çocuklar etrafa baktıklarında, bazı yerlere atılmış çöpler görmüşler. “Burası çok pis,” demiş Nisa üzgün bir sesle. Esra öğretmen başını sallamış ve çocuklara dönmüş: “Doğaya zarar veren çöpleri toplamak, hem hayvanların yaşamını güzelleştirir hem de doğanın bize sunduğu dostluğu korur.”

Kağan hemen bir eldiven giymiş, Eymen ve Atlas ise büyük bir çöp torbası almış. Leyla ve Aybüke ağaçların arasına girip oradaki çöpleri toplamaya başlamışlar. Yunus, Alin ve Nisa ormanın patikasında koşup en ufak çöpleri bile bulmaya çalışmışlar. Asya ve Kardelen, yaprakların altına gizlenmiş plastik parçalarını bile bulmuş. Aras ise küçük su şişelerini toplarken, ne kadar dikkatli olacağını öğrenmiş.

Birlikte ormanı tertemiz yapmışlar. Çöp torbası doldukça, çocuklar içlerinde büyük bir huzur ve mutluluk hissetmiş. “Bakın,” demiş Esra öğretmen, “Doğaya yardım ettiğimizde, aslında doğa bize teşekkür eder. Temiz bir çevre, tüm canlılar için daha güzel bir yuva demektir.”

Ormanda yürümeye devam ederlerken, yol kenarında yaralı bir kuş bulmuşlar. Kuşun kanadı incinmiş ve uçamıyormuş. Bu sefer, Leyla ve Alin kuşu yavaşça kucaklarına almış. Kağan ve Eymen de hemen Esra öğretmenden yardım istemiş. Esra öğretmen, “Birbirimize yardım etmek dostluğun en önemli kısmıdır. Haydi bu kuşu iyileştirelim,” demiş. Çocuklar hep birlikte kuşun yarasını temizlemiş, ona su vermişler. Kuş biraz dinlendikten sonra kanatlarını açmış ve gökyüzüne doğru süzülmüş. Çocuklar sevinçle kuşa el sallamışlar.

Yolculuk boyunca karşılarına birçok hayvan çıkmış. Bir sincap yuvasını tamamlayamıyormuş, Aybüke ve Atlas ona dallar bulmuş. Nisa ve Kardelen, ormanda su içecek yer bulamayan bir tavşana su götürmüşler. Yunus ve Aras ise çalıların arasına sıkışmış bir küçük kaplumbağayı kurtarmışlar. Her biri, birlikte çalışarak doğadaki dostlarına yardım ettikçe, içlerinde büyük bir dostluk bağı kurmuş.

Sonunda, Dostluk Şatosu gözlerinin önünde belirmiş. Altından yapılmış kuleleri, rengârenk bayraklarıyla masallardan çıkma gibi görünüyormuş. Şatonun büyük kapıları yavaşça açılmış ve içeriden ışıklar dışarı taşmış. Çocuklar, temizledikleri ormanı, yardım ettikleri hayvanları ve dostça işbirliği yaptıkları anları düşünerek şatoya adım atmışlar.

Şatonun içi büyülüymüş. Duvarlarda parlayan resimler, sihirli oyuncaklar ve rengârenk kitaplarla dolu raflar varmış. Ama Esra öğretmen onları en önemli hazinenin olduğu yere götürmüş.

Sonunda onları büyük bir kapı karşılamış. Kapıyı açtıklarında ise karşılarına ayna duvarlarla kaplı bir oda çıkmış. Oda, her köşesinden yansıyan ışıklarla doluymuş. Çocuklar, şaşkınlıkla aynalara bakmışlar ve her bir aynada kendi yansımalarını görmüşler. Ama daha dikkatli baktıklarında, aynalardan sadece kendilerini değil, birbirlerini de görmüşler. Kağan, Eymen, Atlas, Leyla, Aybüke, Yunus, Alin, Nisa, Asya, Kardelen ve Aras, dostlarının gülümseyen yüzlerini aynalarda görüp bir anda her şeyin sırrını anlamışlar.

Esra öğretmen sessizce gülümseyerek onlara, “Bu odada gördüğünüz en büyük hazine sizsiniz,” demiş. “Dostluğun, yardımlaşmanın ve birlikte olmanın ne kadar güçlü olduğunu anladığınızda, işte o zaman gerçek hazineyi bulmuş olursunuz.”

Çocuklar birbirlerine dönüp, büyük bir sevgiyle birbirlerine sarılmışlar. Dostluğun ve paylaşmanın kalplerindeki en değerli hazine olduğunu anlamışlar. Esra öğretmen gözleri parlayarak çocuklarına bakmış: “İlk öğretmeniniz her zaman hatırlanır, çünkü size ilk defa dost olmayı, paylaşmayı ve yardımlaşmayı öğretir. Bu değerler, hayatınız boyunca sizinle olacak.”

O gün, çocuklar sadece Dostluk Şatosu’nu değil, içlerindeki en büyük hazineyi, dostluğu keşfetmişler. Ve bu dostluk, hayat boyu sürecek güçlü bir bağ olmuş.

Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.

Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir