TAKİP ET
Ömercan ve Nazlı Berra’nın ormanda geçirdikleri macera, doğanın dengesini korumanın ve ona değer vermenin önemini anlatır. Ormanın sırrı, doğayı koruyarak ve ona özen göstererek, insanların doğayla uyum içinde yaşaması gerektiğini öğrettiğini gösterir.
Bir zamanlar, yemyeşil ağaçların, rengârenk çiçeklerin ve neşeli kuşların yaşadığı büyülü bir orman varmış. Bu orman, köyün biraz dışında, büyük bir dağın eteklerinde saklanmış gibi dururmuş. Köyde yaşayan herkes, ormanın gizemli olduğunu söyler, ama kimse ormanın derinliklerine gitmeye cesaret edemezmiş.
Bir gün, Ömercan ve küçük kız kardeşi Nazlı Berra, ormanın kıyısında oyun oynarken meraklarına yenik düşmüşler. Ömercan, Nazlı Berra’ya dönerek:
“Nazlı, hadi şu ormana bir göz atalım. Belki de kimsenin bilmediği harika şeyler buluruz!” demiş.
Nazlı Berra, abisinin her zaman heyecan verici maceralara atıldığını bildiğinden onu takip etmeye karar vermiş. İkisi de yavaşça ormana doğru yürümeye başlamışlar.
Ormanın içine girdikçe, her şey daha da büyülü hale gelmiş. Ağaçların dalları adeta dans eder gibi sallanıyor, kuşlar en güzel melodilerini şakıyormuş. Ancak biraz daha ilerlediklerinde etraf sessizleşmiş. Ömercan bir an durup, “Nazlı, bu ormanın içinde bir sır var gibi hissediyorum. Hadi, keşfetmeye devam edelim,” demiş.
Biraz daha yürüdükten sonra, büyük ve eski bir meşe ağacının önünde durmuşlar. Ağacın gövdesinde parlayan bir ışık belirmiş. Ömercan ve Nazlı Berra, ışığa yaklaştıklarında, ağacın onlara doğru konuşmaya başladığını fark etmişler.
“Hoş geldiniz, küçük kaşifler,” demiş meşe ağacı yumuşak bir sesle. “Ben bu ormanın koruyucusuyum. Bu ormanın sırrını öğrenmek ister misiniz?”
Ömercan heyecanla “Evet!” diye bağırmış. Nazlı Berra da başını sallayarak katılmış.
Meşe ağacı anlatmaya başlamış: “Bu orman, sadece doğaya saygı duyan ve onu korumayı bilen çocuklar için sırrını açar. Buradaki her ağaç, her çiçek, her hayvan birbiriyle dosttur. Eğer birine zarar gelirse, ormanın dengesi bozulur. Ama siz bu dengeyi koruyabilirseniz, ormanın sırlarını öğrenebilirsiniz.”
Ömercan ve Nazlı Berra birbirlerine bakmışlar ve meşe ağacına söz vermişler: “Bu ormanın koruyucuları olacağız!”
Ağaç, onları ormanın derinliklerine yönlendirmiş. Burada iki kardeş, hayvanlarla konuşma yeteneği kazanmışlar. Kuşlar onlara gökyüzünde nasıl özgürce uçtuklarını, sincaplar ağaçların nasıl büyüdüğünü anlatmış. Hatta nazik bir geyik, onların yanında yürüyerek, ormanda hayatta kalmanın sırlarını paylaşmış.
Günler boyunca, Ömercan ve Nazlı Berra ormanda dolaşıp her köşesini keşfetmişler. Öğrendikçe, doğanın ne kadar hassas ve değerli olduğunu anlamışlar. Onlar ormanı korudukça, orman da onlara sırrını açmış: Orman, aslında insanların sevgisi ve saygısıyla beslenirmiş.
Maceralarının sonunda, meşe ağacı onlara teşekkür etmiş: “Artık bu ormanın sırrını biliyorsunuz. Ama unutmayın, bu sırrı korumak sizin elinizde.”
Ömercan ve Nazlı Berra, ormanın koruyucuları olarak köylerine geri dönmüşler. Bundan sonra her gün ormana gidip, doğayla dostluklarını pekiştirmişler. Ve orman, onlar oldukça huzurlu ve mutlu bir yer olmaya devam etmiş.
İşte, Ömercan ve Nazlı Berra’nın doğayla kurduğu bu güçlü bağ, ormanın sırrını hep canlı tutmuş.
Çocuklarınız için Ücretsiz isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
Masal okuma çocukların dil becerilerini geliştirir ve kelime dağarcıklarını genişletir.
Masallar, çocukların hayal güçlerini geliştirir ve onları farklı dünyalara götürerek keşfetmelerini sağlar. Çocuklara empati kurma becerisi kazandırır ve karakterlerin duygularını anlamalarına yardımcı olur.