Bu masal, hayal gücünün ve doğaya duyulan sevginin dünyayı nasıl güzelleştirebileceğini anlatıyor.
Bir zamanlar, ağaçların yapraklarından rüzgarın şarkı söylediği ve çiçeklerin dans ettiği büyülü bir orman varmış. Bu ormanda, her renk ve şekilden hayvanlar, çiçekler ve doğanın en güzel hediyeleri bir aradaymış. İşte bu büyülü ormanın yanında, küçük ve meraklı bir kız çocuğu olan Aybüke yaşarmış. Aybüke’nin mavi gözleri, gökyüzünün rengine benzer, kumral saçları ise güneşin parıltısını yansıtırmış. En sevdiği şeylerden biri, hayvan dostlarıyla vakit geçirmek ve güzel boyama kitaplarıyla hayal gücünü renklendirmekmiş.
Bir gün, Aybüke sevdiği bebeklerle oynarken, ormanın derinliklerinden gelen bir ses duymuş. Bu ses, bir kuşun şarkısıymış, ama kuş ona sanki bir şey söylemeye çalışıyormuş gibi cıvıldıyormuş. Aybüke merakla kuşun sesini takip etmiş ve ormanın büyülü kapısından içeri girmiş. Ormanın içi, adeta bir boya paleti gibi rengarenkmiş. Çiçekler, hayvanlar ve gökyüzü, hepsi Aybüke’ye gülümsüyormuş.
Yolun sonunda, altın kaplı bir kitap bulmuş. Kitabın kapağında, “Büyülü Boyama Kitabı” yazıyormuş. Aybüke, heyecanla kitabı açmış ve içindeki sayfalarda boyanmayı bekleyen birbirinden güzel resimler görmüş. Fakat bu kitap diğer boyama kitaplarına hiç benzemiyormuş. Çünkü her sayfa boyandığında, içindeki hayvanlar ve çiçekler canlanıyor, sayfanın dışına çıkıyormuş!
Aybüke, ilk sayfada bir fil yavrusu görmüş. Elindeki boyaları dikkatlice seçmiş ve fili boyamaya başlamış. Filin gri rengi tamamlandığı an, sayfadan dışarı çıkmış ve Aybüke’ye kocaman bir teşekkür ile gülümsemiş. “Merhaba Aybüke, seninle arkadaş olmak için sabırsızlanıyorum!” demiş. Aybüke, yeni dostuyla çok mutlu olmuş ve ormanda birlikte yürümeye başlamışlar.
Bir sonraki sayfada ise rengarenk bir kuş varmış. Aybüke kuşu boyamış ve kuş da sayfanın dışına çıkarak özgürce uçmaya başlamış. Kuş, kanatlarını çırparken, “Bu büyülü ormanı seninle keşfetmek ne güzel, Aybüke!” demiş. Ormanın her köşesi, boyadığı hayvanlarla dolarken, Aybüke bu maceradan büyük bir keyif almış.
Sonra sıra çiçeklere gelmiş. Aybüke, papatyalar ve güllerle dolu sayfaları boyamaya başladıkça, çiçekler ormanın her köşesinde canlanmış. Aybüke çiçeklerin arasından geçerken, onların hafif esen rüzgarla dans ettiklerini görmüş. O an anlamış ki, bu orman sadece doğanın değil, hayal gücünün de yansımasıymış.
Aybüke, her sayfayı boyadıkça, orman daha da canlı hale gelmiş. Filler, kuşlar, tavşanlar, kelebekler ve çiçekler hep birlikte ona teşekkür etmiş. “Senin sayende yeniden renklendik, Aybüke!” demişler.
Günün sonunda, Aybüke kitabını kapatmış ve ormandan ayrılma zamanı gelmiş. Ama kalbinde biliyormuş ki, bu büyülü boyama kitabı ve dostları her zaman onun yanında olacak. Aybüke, o günden sonra hayal gücünü ve doğaya olan sevgisini hep bu büyülü ormana taşıyarak renklerle yaşamaya devam etmiş.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
