Bu masalda, Almila’nın gülüşleri ve babasıyla birlikte yaptığı işler, etrafındaki dünyayı daha parlak ve mutlu hale getiriyor.
Bir varmış, bir yokmuş, Renkli Krallık adında büyüleyici bir diyar varmış. Bu krallıkta her şey rengârenkmiş. Gökkuşağı gibi parıldayan evler, renkli çiçek bahçeleri, konuşan hayvanlar ve dans eden ağaçlar bu diyarın en bilinen güzellikleriymiş. Ancak bu krallığın en büyük sırrı, içindeki gizli prenseslerin her birinin kalbinde saklıymış. Onlar, her rengi kalplerinde taşıyan özel prenseslermiş.
Bir gün, Renkli Krallık’ın kralı, bir peri tarafından ziyaret edilmiş. Bu peri, gülücükleriyle etrafı aydınlatan küçük ama güçlü bir periymiş. İsmi Gülüş Perisi Almila’ymış. Simsiyah, upuzun saçları, kocaman gözleri ve yüzünde hiç eksilmeyen bir gülümsemesi varmış. Krallıktaki herkes onun gülüşüyle neşelenirmiş, çiçekler bile onun güldüğü anlarda daha parlak açarmış.
Bir gün kral, Almila’yı yanına çağırmış ve demiş ki:
“Sevgili Almila, krallığımızda her şey harika ama prenseslerimiz son zamanlarda biraz üzgün görünüyorlar. Onların kalplerindeki renkler solmuş gibi. Gülüşlerinin geri gelmesi için bize yardım eder misin?”
Almila, kralın bu isteğini duyunca hemen kabul etmiş. Babasıyla oyunlar oynarken, prenseslere nasıl yardım edeceğini düşünmüş. Babası, onun en yakın arkadaşıymış ve ona her zaman en iyi fikirleri veren kişiymiş. Birlikte renklerin gücünü keşfetmek için bir maceraya çıkmaya karar vermişler.
Almila ve babası, ilk olarak krallığın en renkli çiçek bahçesine gitmişler. Bu bahçe, her türden çiçeği barındırıyormuş; mor güller, pembe laleler, sarı papatyalar ve daha niceleri. Babası ona, “Çiçeklerin renklerini ve kokularını prenseslere taşırız. Bu onları neşelendirir,” demiş. Almila da bu fikri çok beğenmiş ve çiçeklerin yanına gidip onlarla konuşmaya başlamış:
“Sevgili çiçekler, siz hep mutlu ve parlaksınız. Prenseslerin de mutlu olması için biraz renklerinizi ödünç alabilir miyim?”
Çiçekler, Almila’nın güzel gülüşünden o kadar etkilenmişler ki hemen kabul etmişler. Almila, sihirli bir çanta ile çiçeklerin renklerini toplarken, krallığın hayvan dostları da ona yardım etmek istemiş. Bir arı gelip, “Ben prenseslerin kulaklarına tatlı şarkılar fısıldarım,” demiş. Bir kedi ise, “Ben onların kucağında uyurum ve huzur getiririm,” diye eklemiş.
Almila, bu yardımlardan çok memnun kalmış. Babasıyla birlikte tüm bu hediyeleri prenseslere götürmek için yola çıkmışlar. Her prensesin odasına girdiklerinde, Almila çiçekleri gösterip, hayvanların yardımlarını anlatmış. Ardından, sihirli gücünü kullanarak onlara en güzel gülüşlerinden birini armağan etmiş. Prensesler birer birer neşelenmiş ve kalplerindeki renkler eski canlılığına kavuşmuş. O an, krallıkta bir mucize olmuş; gökyüzü daha mavi, ağaçlar daha yeşil, kuşlar daha mutlu ötmeye başlamış.
Krallığın dört bir yanına yayılan bu neşe, herkesin içine mutluluk tohumları ekmiş. Kral, Almila’ya dönüp minnetle gülümsemiş ve demiş ki:
“Sen gerçek bir peri gibisin, Almila. Krallığımıza sadece renkleri değil, kalpleri de getirdin.”
Almila, babasının elini tutmuş ve ona dönerek gülümsemiş:
“Babamla her şey mümkün. Onunla oyun oynamak bana her zaman en güzel fikirleri veriyor.”
Böylece Renkli Krallık, Almila’nın gülüşleri ve sevgisi sayesinde sonsuza kadar mutlu yaşamış. Almila ve babası, her gün yeni maceralara atılarak krallığın her köşesini daha da güzel hale getirmeye devam etmişler.
Ve gökyüzündeki her bir yıldız, onların gülümsemelerinin hatırasıymış.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
