TAKİP ET
Azat Baran’ın sihirli uçurtma ile yaşadığı macera, hayal gücünün sınır tanımadığını ve iyilikle birleştiğinde harika deneyimlere yol açabileceğini gösterir. Ayrıca, sevgi ve aile değerlerinin önemini de anlatır, çünkü Azat Baran, maceranın sonunda ailesini özler ve eve dönmek ister.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda, yemyeşil bir köyde yaşayan küçük bir çocuk varmış. Bu çocuğun adı Azat Baran’mış. Azat Baran, sevimli mi sevimli, meraklı mı meraklı bir çocukmuş. En çok sevdiği şey ise rüzgarın estiği günlerde köyün yüksek tepesine çıkıp, büyük bir keyifle uçurtma uçurmakmış.
Bir gün, Azat Baran yine uçurtmasını uçurmak için tepeye çıkmış. Uçurtmasını gökyüzüne doğru salarken, birdenbire rüzgar kuvvetlenmiş ve uçurtma daha önce hiç gitmediği kadar yükseğe çıkmış. Uçurtma o kadar yükseğe çıkmış ki, bulutların arasında kaybolmuş. Azat Baran çok şaşırmış, ama uçurtmasını çekip geri getirmek istemiş.
Tam o sırada, bulutların arasından parlak bir ışık belirmiş ve Azat Baran’ın uçurtması geri dönmüş. Ancak bu, sıradan bir uçurtma değilmiş! Uçurtma, altın sarısı bir parıltıyla ışıldıyor ve rüzgarın melodisini çalıyor gibi sesler çıkarıyormuş.
Azat Baran, bu uçurtmanın sihirli olduğunu hemen anlamış. Uçurtmayı yeniden gökyüzüne salarken, uçurtma onu yavaşça havaya kaldırmış. Birlikte gökyüzünde süzülmeye başlamışlar. Azat Baran, bulutların üzerinden köyünü, ormanları ve uçsuz bucaksız ovaları seyrederken ne kadar mutlu olduğunu hissetmiş.
Derken, uçurtma onu uzak bir adaya götürmüş. Bu ada, rengarenk çiçeklerle dolu, kuşların cıvıldadığı, masmavi bir gökyüzüne sahip cennet gibi bir yermiş. Azat Baran, adada dolaşırken karşısına konuşan bir ağaç çıkmış. Ağaç, “Merhaba, küçük Azat Baran! Bu ada, hayal gücünün ve iyi kalbinin hediyesi. Burada dilediğin kadar kalabilir ve ne istersen yapabilirsin,” demiş.
Azat Baran, adada oynarken çeşit çeşit hayvanlarla tanışmış, kocaman kelebekleri kovalamış ve rengarenk meyveler toplamış. Zaman geçtikçe adayı çok sevmiş, ama ailesini de özlemeye başlamış.
Uçurtmasıyla vedalaşma vakti geldiğinde, sihirli uçurtma Azat Baran’ı yine havaya kaldırmış ve onu köyüne geri götürmüş. Azat Baran, eve döndüğünde ailesine ada macerasını anlatmış. Herkes çok şaşırmış ama ona inanmaktan başka çareleri de yokmuş, çünkü sihirli uçurtma hala Azat Baran’ın ellerindeymiş ve hala altın gibi parlıyormuş.
O günden sonra, Azat Baran ne zaman gökyüzüne baksa, sihirli uçurtmasıyla yaptığı yolculukları hatırlamış ve içi sevgiyle dolmuş. Masal da burada sona ermiş.
Gökten üç elma düşmüş, biri Azat Baran’ın başına, biri bu masalı dinleyen çocukların başına, biri de bu masalı yazanın başına…
Çocuklarınız için Ücretsiz isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
Masal okuma çocukların dil becerilerini geliştirir ve kelime dağarcıklarını genişletir.
Masallar, çocukların hayal güçlerini geliştirir ve onları farklı dünyalara götürerek keşfetmelerini sağlar. Çocuklara empati kurma becerisi kazandırır ve karakterlerin duygularını anlamalarına yardımcı olur.