Doğaya sevgi ve saygı gösterdiğimizde, onun mucizelerini keşfetmek mümkündür. Doğa, ona yardım edenleri her zaman ödüllendirir.
Bir zamanlar, yemyeşil ormanların derinliklerinde Erva adında tatlı bir kız yaşardı. Erva, mavi gözleriyle etrafındaki her şeyi büyük bir merakla inceler, uzun kumral saçları rüzgarda savrulurken ormanın şarkısını dinlerdi. Henüz 1 yaşında olan Erva, doğaya ve onun getirdiği her güzelliğe büyük bir hayranlık beslerdi. Her sabah annesiyle birlikte doğaya açılan evlerinin bahçesine çıkıp çiçeklerle oynar, kelebeklerin peşinde koşardı. Ancak bir sabah, Erva’yı daha önce hiç görmediği bir şey bekliyordu.
Erva, güneşin ilk ışıklarıyla uyandı. O gün hava her zamankinden daha güzel, rüzgar hafifçe esiyordu. Pencereden dışarı baktığında, bahçesindeki çiçeklerin parladığını fark etti. Her zamanki çiçekler gibi değillerdi; yaprakları altın gibi parlıyor, rüzgarla birlikte hafif hafif sallanıyordu. Erva’nın kalbi sevinçle doldu. Hemen ayağa kalkıp bahçeye koştu.
Bahçeye vardığında, çiçeklerin arasından ince bir ses duydu: “Erva! Hoş geldin!” Erva etrafına bakındı, ama kimseyi göremedi. Sonra tekrar o ince ses konuştu: “Buradayım, aşağıya bak!” Erva, sesin geldiği yere doğru eğildi ve şaşkınlıkla gördü ki, parlak çiçeklerden biri ona bakıyordu! Çiçek, altın sarısı yapraklarıyla ışıldayan bir çiğdemdi ve konuşabiliyordu!
“Ben Büyülü Çiçekler Diyarı’ndan geldim,” dedi çiçek. “Bize yardım etmen gerekiyor, Erva.”
Erva gözlerini kocaman açtı ve heyecanla sordu: “Büyülü Çiçekler Diyarı mı? Orası neresi?”
Çiğdem çiçeği, hafif bir esintiyle yapraklarını salladı. “Burası çok uzakta, ormanın derinliklerinde bir yer. Orada bütün çiçekler konuşur, rüzgarla dans eder ve güneşin altında parıldarız. Ama son zamanlarda güneşimiz kayboldu ve ışığımız sönmeye başladı. Bize yardım etmezsen, Büyülü Çiçekler Diyarı solacak.”
Erva, çiçeklerin dünyasına yardım etme fikrine bayıldı. Minik elleriyle çiçeği nazikçe tuttu ve “Tabii ki size yardım ederim. Nasıl gidebilirim oraya?” diye sordu.
Çiçek, yapraklarının arasından sihirli bir tohum çıkardı. “Bu tohumu dik ve gözlerini kapa. Büyülü dünyamıza gitmek için bu yeterli,” dedi. Erva heyecanla tohumu aldı ve toprağa yerleştirdi. Gözlerini kapattığı anda, etrafındaki dünya bir anda değişti. Gözlerini tekrar açtığında, kendini büyülü çiçeklerle dolu rengârenk bir diyarın ortasında buldu.
Erva, göz alıcı çiçeklerin arasında şaşkınlıkla yürüyordu. Çiçekler o kadar canlıydı ki, her biri parlak renkleriyle etrafa ışık saçıyordu. Ormanın içinde yürürken, birden karşısına devasa bir gül çıktı. Bu gül, diğer çiçeklerden çok daha büyüktü ve altın sarısı yaprakları vardı. Gül, Erva’ya doğru eğilerek, “Hoş geldin, Erva. Büyülü Çiçekler Diyarı’nı kurtaracak olan sensin,” dedi.
Erva, gülün sözlerinden sonra daha da heyecanlandı. “Nasıl yardım edebilirim?” diye sordu. Gül, “Güneşimizi geri getirmemiz için ormanın en tepesindeki eski ağaca gitmelisin. O ağaç, bizim ışığımızı saklıyor. Ama yolculuk zorlu olacak. Korkma, çünkü doğa seninle olacak,” dedi.
Erva, cesaretle yolculuğa başladı. Yolda birçok hayvan ve çiçekle karşılaştı. Kelebekler ona yol gösterdi, kuşlar şarkılarıyla ona eşlik etti. Her adımda doğanın büyüsünü hissetti. Bir süre sonra, ormanın derinliklerinde devasa bir ağaç gördü. Bu, gülün bahsettiği ağaçtı. Ağaç o kadar büyüktü ki, dalları gökyüzüne kadar uzanıyordu.
Erva, ağacın yanına geldiğinde, dalların arasından zayıf bir ışık gördü. Bu ışık, kaybolan güneşti. Ağaç, güneşi koruyor ama aynı zamanda onu saklıyordu. Erva, ellerini minik ışığa doğru uzattı ve onu kalbinin sıcaklığıyla sardı. O anda ağaç, dallarını yavaşça açtı ve ışık ormanın üzerine yayıldı. Güneş tekrar parlamaya başlamıştı!
Büyülü Çiçekler Diyarı, Erva’nın cesareti sayesinde yeniden canlandı. Çiçekler, yapraklarını sevinçle sallıyor, orman tekrar hayat buluyordu. Gül, Erva’ya teşekkür etti: “Senin cesaretin ve doğaya olan sevgin sayesinde, dünyamız kurtuldu.”
Erva, çiçeklerin arasında mutlulukla dans etti. Bu macera onun için unutulmazdı. Büyülü Çiçekler Diyarı, artık her zaman Erva’nın kalbinde bir yer tutacaktı.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
