3-7 yaş arası çocuklar için uygun olan bu doğa temalı masal, çevre bilinci kazandırmayı hedefliyor.
Bir zamanlar yemyeşil ormanların yakınında, Duru ve Mete adında iki kardeş yaşarmış. İki kardeş, her sabah kuş cıvıltılarıyla uyanır, doğanın büyüsünü keşfetmek için heyecanla dışarı çıkarlarmış.
Bir sabah Duru, kardeşi Mete’ye “Bugün ormanda yeni dostlar bulalım mı?” diye sormuş. Mete gözlerini kocaman açarak “Evet, hadi gidelim!” demiş. Annelerinden izin aldıktan sonra, birlikte ormana doğru yola çıkmışlar.
Ormanda dolaşırken, küçük bir arının çiçekten çiçeğe uçtuğunu görmüşler. Arı, onlara “Merhaba çocuklar! Ben bu çiçeklerden polen topluyorum, böylece bal yapabiliyoruz,” demiş. Duru ve Mete hayranlıkla arıyı izlemişler ve doğadaki canlıların birbirine nasıl yardım ettiğini öğrenmişler.
Biraz ilerlediklerinde, yüksek bir ağacın altında durmuşlar. Duru, “Mete, bak! Bu ağaç ne kadar büyük! Sence buraya nasıl geldi?” diye sormuş. O sırada ağaç hafifçe sallanmış ve ince bir sesle konuşmaya başlamış: “Ben bir zamanlar küçük bir fidandım. Yağmur suyuyla beslendim, güneşle büyüdüm, ve toprağın bana sunduklarıyla bu kadar büyük oldum!”
Ağaç, onlara “Siz de doğaya yardımcı olmak isterseniz, birer fidan dikebilirsiniz,” demiş. Duru, heyecanla Mete’ye dönmüş ve “Hadi biz de fidan dikelim, böylece doğaya katkımız olur!” demiş. Mete de başını sallayarak kabul etmiş.
Ormanda ilerlerken küçük bir su birikintisi bulmuşlar. Suyun içinde kurbağalar zıplıyor, kelebekler kanat çırpıyormuş. Su birikintisi onlara, “Ben küçük bir su kaynağıyım, hayvanlar buraya su içmeye gelir. Eğer bana iyi bakarsanız, tüm ormana yardımcı olabilirsiniz,” demiş.
Duru ve Mete, suyun temiz kalmasının ne kadar önemli olduğunu öğrenmişler. Duru, “O zaman biz de burada çöp bırakmayalım, hatta bulduğumuz çöpleri toplayalım,” demiş. Mete, eline küçük bir dal alarak suyun içindeki yaprakları temizlemeye başlamış.
Birden ormanın derinliklerinden gelen bir ses duymuşlar. Bu, büyük bir kaplumbağanın sesiydi. Kaplumbağa, “Merhaba çocuklar! Yavaş ama kararlı bir şekilde yaşarım. Sabırlı olmayı bana bakarak öğrenebilirsiniz,” demiş. Duru ve Mete, kaplumbağanın bu dersini kalplerine yazmışlar.
İlerleyen saatlerde gökyüzünde bulutlar toplanmaya başlamış. Duru, Mete’ye “Galiba yağmur yağacak,” demiş. Tam o sırada bulutlardan bir damla düşmüş. Yağmur, ağaçların yapraklarına, çiçeklerin üzerine nazikçe serpilirken ormana canlılık katmış.
Yağmur dindikten sonra güneş tekrar yüzünü göstermiş. Duru ve Mete güneş ışıklarının ormanı nasıl aydınlattığını, bitkileri nasıl canlandırdığını izleyerek doğanın döngüsüne hayran kalmışlar. Duru, “Doğa gerçekten harika bir yer, Mete!” demiş.
Eve dönerken, buldukları güzel bir alanı fidan dikmek için seçmişler. Annelerinden aldıkları küçük fidanları toprakla buluşturmuş, her gün gelip sulamaya karar vermişler. Fidanlar, kardeşlerin sevgisiyle büyüyüp gelişmiş.
Günler geçtikçe fidanlar büyümüş ve ormanda yeni bir ağaç olmaya başlamış. Duru ve Mete, küçük birer doğa koruyucusu oldukları için çok mutluymuş. Doğa onları sevgiyle kucaklamış, onlar da doğaya minnet duymuş.
Ve böylece, Duru ve Mete her gün doğayı daha çok keşfetmiş, yeni dostlar edinmiş ve ormanın onlara sunduğu dersleri öğrenerek büyümüşler. Doğaya olan sevgileri her geçen gün artmış, ormanda geçirdikleri zaman onların en değerli anıları olmuş.
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!