İsme Özel Masallar, 3 Yaş Masalları, 4 Yaş Masalları, 5 Yaş Masalları, 6 Yaş Masalları, 7 Yaş Masalları, Fantastik Masallar, Uyku Masalları

Doğa ve Duru’nun Renkli Bulutlar Krallığı Macerası

Herkesin içinde gizli bir renk vardır, ama bazen yardıma ihtiyaç duyabiliriz. Doğanın renkleri, ona sevgi ve yardım eli uzattığımızda en parlak haliyle geri döner.

Bir zamanlar, gökyüzünün en yukarısında, sadece hayal gücümüzle ulaşabileceğimiz bir yerde Renkli Bulutlar Krallığı vardı. Bu krallık, bulutlardan yapılmış kuleleri, gökyüzünde asılı duran parlak renkli yolları ve gökkuşağından yapılmış köprüleriyle büyüleyici bir yerdi. Buradaki her bulut, gökyüzüne renklerini ve şekillerini veren özel bir güce sahipti. Güneşin batarken gökyüzünü turuncu ve pembeye boyayan da, yağmurdan sonra gökkuşağını gökyüzüne çizen de bu krallığın bulutlarıydı.

Bu büyülü krallıkta bulutlar, en sevdikleri ziyaretçileri olan çocukları sık sık ağırlardı. Çünkü çocuklar bulutlara her zaman büyük bir hayranlıkla bakar, onların büyülü dünyasını keşfetmek isterlerdi. Bu ziyaretçilerden en özel olanları ise altın sarısı saçlarıyla ikiz kardeşler, Doğa ve Duru’ydu. Doğa ve Duru, gökyüzüne bakıp hayal kurmayı çok severdi. Her gün, bulutların şekillerini izler, “Acaba bulutların arkasında ne var?” diye düşünürlerdi. O kadar meraklılardı ki, bulutların arasına girmek ve o büyülü dünyayı keşfetmek istiyorlardı.

Bir sabah, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte, Doğa ve Duru her zamanki gibi bahçede oyun oynuyordu. Gökyüzü o kadar berrak ve parlaktı ki, bulutlar sanki yeryüzüne daha yakın görünüyordu. İkiz kardeşler yukarıya bakarken aniden parlak bir ışık çaktı ve gökyüzünden rengârenk bir merdiven aşağıya doğru uzandı! Bu merdivenin ucunda parlak beyaz bir bulut vardı ve bulut, tatlı bir sesle konuşmaya başladı: “Hoş geldiniz, Doğa ve Duru! Sizi Renkli Bulutlar Krallığı’na davet ediyorum. Bugün bizim misafirimiz olun.”

Doğa ve Duru heyecanla birbirine baktı. Bu, hayal ettikleri büyülü maceranın başlangıcıydı! İkisi de bir an bile tereddüt etmeden rengârenk merdiveni tırmanmaya başladı. Her adımda, etraflarında parlak renkli ışıklar dans ediyor, sanki gökyüzü onları kucaklıyordu. Sonunda bulutların üstüne vardıklarında, karşılarında devasa bir bulut krallığı belirdi. Bulutlardan yapılmış kuleler, gökkuşağı köprüleri ve parıldayan yollar her yerdeydi. Burası tam anlamıyla büyülüydü!

Krallığın merkezinde onları parlak altın bir bulut karşıladı. Bu bulut, krallığın koruyucusu olan Bilge Bulut’tu. Bilge Bulut, Doğa ve Duru’ya doğru süzülerek geldi ve gülümseyerek konuşmaya başladı: “Hoş geldiniz, cesur kızlar! Bugün burada çok özel bir görev için bulunuyorsunuz. Gökyüzündeki renkleri kontrol eden büyülü bir görevimiz var, ama bazı renkler kaybolmaya başladı. Renklerin neden kaybolduğunu bulmamız gerekiyor.”

Doğa merakla sordu: “Renkler neden kayboluyor, Bilge Bulut?”

Bilge Bulut, hafif bir rüzgarla yapraklarını salladı. “Bir yerlerde, gökyüzünün derinliklerinde bir karışıklık var. Bu karışıklığı bulup çözmemiz gerekiyor. Siz de bize yardım edebilirsiniz,” dedi.

Duru heyecanla atıldı: “Tabii ki yardım ederiz! Gökyüzünün renkleri hep çok güzel ve parlak olmalı!”

Böylece Doğa ve Duru, Bilge Bulut’la birlikte gökyüzünde bir yolculuğa çıktı. Yolda, parlak mavi, turuncu ve mor bulutlar onlara eşlik ediyordu. Renklerin her biri farklı bir karaktere sahipti: mavi bulutlar sakin ve huzurluydu, turuncu bulutlar neşeliydi, mor bulutlar ise gizemliydi.

Bir süre sonra, bulutların arasından geçerken Doğa, gökyüzünün bir köşesinde gri ve karanlık bir bulut fark etti. Bu bulut, diğerlerinden çok farklıydı. Parlak renkler kaybolmuş ve gökyüzünü karanlık bir gri kaplamıştı. Doğa ve Duru hemen bu karanlık bölgeye yöneldi.

Yaklaştıklarında karanlık bulutun içinden ince bir ses duyuldu: “Beni buraya hapsettiler… Renklerimi kaybettim…” Bu, eski bir fırtına bulutuydu. Zamanla renklerini kaybetmiş ve karanlığa gömülmüştü.

Duru, üzgün bir şekilde sordu: “Sana nasıl yardım edebiliriz?”

Fırtına bulutu hüzünle cevap verdi: “Ben de bir zamanlar parlak renklerle doluydum. Ama zamanla rüzgarlar beni oradan oraya savurdu, renklerimi kaybettim. Eğer bana ışık verebilirseniz, ben de tekrar renklere kavuşurum.”

Doğa, Bilge Bulut’a baktı ve “Ona nasıl ışık verebiliriz?” diye sordu. Bilge Bulut, kızların eline küçük bir gökkuşağı kristali verdi. “Bu kristali fırtına bulutuna verin. Renkler onun kalbine geri dönecek,” dedi.

Doğa ve Duru, kristali nazikçe fırtına bulutuna uzattı. O an bulutun etrafını renkli ışıklar sardı. Gri bulut, yavaş yavaş renklerini geri kazanmaya başladı. Mavi, mor, sarı ve turuncu tonlar fırtına bulutunu tekrar canlandırdı. Kısa süre içinde bulut, gökyüzüne geri döndü ve diğer renkli bulutlarla dans etmeye başladı.

Doğa ve Duru, yaptıkları yardımla çok mutlu oldular. Bilge Bulut, onları tebrik ederek, “Gökyüzünün renklerini kurtardınız! Sizler cesur ve yardımsever kızlarsınız. Her zaman gökyüzündeki renkleri izleyin, çünkü onlar size her zaman bir hikaye anlatır,” dedi.

Doğa ve Duru, Renkli Bulutlar Krallığı’nda bir süre daha vakit geçirdikten sonra, altın sarısı merdiveni kullanarak tekrar yeryüzüne döndüler. O günden sonra, her gün gökyüzüne bakıp bulutların renkleriyle oynadılar ve onların arkasında yatan hikayeleri hatırladılar.

Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.

Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir