Kağan, parlak yıldız Sirius ile gezegenleri keşfettiği eğlenceli bir uzay yolculuğuna çıkıyor. Çocuklar için yazılmış bu masal, 3-6 yaş grubuna uzayı ve gezegenleri tanıtıyor.
Bir varmış, bir yokmuş…
Küçük Kağan, her gece yatağından gökyüzüne bakar, yıldızları hayranlıkla izlerdi. Gözleri o parlak, uzak yıldızlarda dolaşır, hayal dünyasına dalardı. Bir gece, pırıl pırıl bir yıldız, adeta gökyüzünden kayıp Kağan’ın odasına düşüverdi. Bu parlak yıldızın adı Sirius’tu ve ışığıyla odayı tatlı bir huzurla dolduruyordu.
Kağan şaşkınlıkla Sirius’a baktı, kalbi heyecanla atmaya başladı. Sirius, tatlı bir sesle konuştu: “Merhaba Kağan! Ben Sirius, gökyüzündeki en parlak yıldızım. Gezegenleri merak ettiğini duydum. Benimle büyülü bir yolculuğa çıkmak ister misin?”
Kağan heyecanla başını salladı. Sirius, küçük çocuğun elini tuttu, “Gözlerini kapa ve hayal et,” dedi. Kağan gözlerini kapattığında, bir anda kendini yıldızlarla dolu uçsuz bucaksız bir evrende buldu. Sirius, onun yanında ışıl ışıl parlıyordu.
İlk durakları Merkür gezegeniydi. Burası Güneş’e en yakın gezegendi, sıcak ve kuru bir çöl gibiydi. Kağan alnını silerek Sirius’a gülümsedi: “Burada dondurma bile erir!” dedi. Sirius, gülerek Kağan’a Merkür’ün Güneş’e yakınlığından bahsetti.
Sonra Venüs gezegenine vardılar. Venüs’ün altın rengi bir gökyüzü vardı, etrafı sisler kaplıydı. Kağan büyülenmiş bir şekilde gökyüzüne baktı, “Ne kadar büyüleyici!” dedi. Sirius, Venüs’ün bulutlarının asitli olduğunu, ama eskiden belki de burada yaşam olabileceğini anlattı.
Bir sonraki durakları, Kağan’ın kendi evi olan Dünya idi. Sirius, “Burası senin gezegenin, Kağan,” dedi. Kağan, uzaydan Dünya’nın mavi ve yeşil parıltısını gördüğünde çok duygulandı. “Biz ne kadar güzel bir gezegende yaşıyoruz!” diye mırıldandı.
Sonra Mars gezegenine geçtiler. Mars’ın yüzeyi kırmızı toprakla kaplıydı, adeta dev bir kum havuzu gibiydi. Kağan gülerek, “Burada kumdan kale yapabilirim!” dedi. Sirius, Mars’ın kurak olduğunu ama bir gün insanlar tarafından keşfedilmeyi beklediğini anlattı.
Bir sonraki durakları devasa Jüpiter idi. Kağan, Jüpiter’in büyüklüğü karşısında şaşkına döndü. “Bu gezegen çok büyük!” dedi. Sirius, Jüpiter’in Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olduğunu ve güçlü fırtınalarıyla ünlü olduğunu söyledi.
Ardından, halkalarıyla ünlü Satürn gezegenine vardılar. Kağan, halkalara hayranlıkla baktı. “Bu halkalar ne kadar güzel!” dedi. Sirius, bu halkaların buz ve kaya parçalarından oluştuğunu açıkladı.
Sonra Uranüs ve Neptün gezegenlerine gittiler. Uranüs mavi, Neptün ise buz gibi soğuktu. Kağan, “Uzay ne kadar farklı gezegenlerle doluymuş,” dedi.
Sonunda, Sirius, Kağan’ı büyülü yolculuğun sonuna getirdi. Kağan, Sirius’a teşekkür etti ve “Bir gün yeniden görüşebilir miyiz?” diye sordu. Sirius gülümsedi, “Gökyüzüne her baktığında, ben seninle olacağım,” dedi.
Kağan gözlerini açtığında kendini yatağında buldu. Belki rüya görmüştü, belki de gerçek bir maceraya çıkmıştı, kim bilir? Ama o gece yıldızların arasında tatlı bir uykuya daldı, kalbinde yeni bir dostun, Sirius’un sıcaklığıyla…
Kağan Adına Yapılan Fidan Bağışının Sertifikası
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!