Vera ve Alin, sihirli bir kitap aracılığıyla geçmişe yolculuk yaparak Allah’ın yarattığı doğayı, hayvanları ve iyilik kavramını keşfederler. Masal, küçük okuyuculara iyilik, merhamet ve doğa sevgisini öğretir.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Vera adında minik bir kız çocuğu yaşarmış. Vera, ışıltılı prensesleri, mistik olayları çok severmiş. Onun küçücük kız kardeşi Alin ise daha bir yaşında, ama hayvanlara duyduğu sevgi kocamanmış. Vera, her gece rüyalarında büyülü saraylarda dolaşır, Alin ise kuşlarla, kedilerle, sevimli tavşanlarla oynarmış.
Bir gün, gökyüzü pırıl pırıl parlıyor, kuşlar cıvıldaşarak şarkı söylüyormuş. Vera ve Alin’in doğum günü yaklaşmış, evde büyük bir heyecan varmış. Rengârenk süsler, devasa bir pasta hazırlanmış. Tam o sırada kapı çalmış. Merakla kapıya yönelen Vera, yerde büyük bir paket bulmuş. Üzerinde “Sadece Kalplerinde İyilik Olanlar İçindir” yazıyormuş.
Kardeşler, büyük bir heyecanla paketi açmışlar. İçinden parıldayan, altın varaklı, gizem dolu bir kitap çıkmış. Kapağında “Zamanlar Arasında” yazıyormuş. Kitabın kapaklarını araladıklarında, içinden bir ışık yayılmaya başlamış. Bu ışık, sanki gökyüzünün en parlak yıldızları gibi göz kamaştırıyormuş. Vera, Alin’in elini tutmuş ve “Hazır mısın, Alin? Bu bir macera!” demiş.
İlk sayfayı çevirdiklerinde etraflarındaki her şey dönmeye başlamış. Bir an gözlerini kapatmışlar ve gözlerini açtıklarında kendilerini yemyeşil bir ormanın ortasında bulmuşlar. Ormanın içinde, hayvanlar insanlar kadar dost canlısıymış. Tavşanlar zıplıyor, kuşlar dallarda cıvıldaşıyor, geyikler sakince dolaşıyormuş.
Ormanın içinden, yaşlı bir bilge gelmiş. Bilgenin yüzü nurla doluymuş. “Merhaba küçük dostlar,” demiş bilge, “Bu orman, insanların hayvanlarla ve doğayla dostluk içinde yaşadığı bir yerdir. Allah, bizlere doğayı emanet etti. O’nun yarattığı her canlı, bir amaca hizmet eder. Doğayı korumak ve ona iyi davranmak, Allah’a olan sevgimizin bir göstergesidir.”
Vera, bilgeye hayranlıkla bakmış. “Allah, her şeyi mi yarattı?” diye sormuş. Bilge başını sallayarak, “Evet yavrum, Allah, bu dünyadaki her şeyi hikmetle ve sevgiyle yarattı. Hayvanlar, bitkiler, insanlar… Hepimiz O’nun yarattığı düzenin bir parçasıyız. Her canlıya şefkat göstermek, doğayı korumak da O’nun rızasını kazanmak için bir yolculuktur,” demiş.
Alin ise bilgenin yanında zıplayan sevimli bir sincapla oynamaya başlamış. Sincap, tıpkı Alin gibi sevimli ve neşeliymiş. Bilge, Alin’e doğru eğilerek, “Sincaplar bile Allah’ın yarattığı bu güzel dünyada bir görev taşır. Onların doğada nasıl çalıştığını, Allah’ın koyduğu düzenin ne kadar muhteşem olduğunu gördükçe, bu dünyada her şeyin bir sebebi olduğunu anlarız,” demiş.
Vera ve Alin, bilgeyle birlikte ormanı keşfederken kitabı açmışlar ve yeni bir sayfa çevirmişler. Yine parlak bir ışık etraflarını sarmış ve bu sefer kendilerini eski zamanlarda, büyük bir kalenin içinde bulmuşlar. Kale duvarları yüksekmiş ve içeriye çok sayıda insan toplanmış. Ama herkes biraz üzgün görünüyormuş. Prenses Laya, insanların birbirine kötü davrandığını görmüş ve bu duruma çok üzülmüş. Vera ve Alin, Laya’ya yardım etmek istemişler.
Vera, kitabın bir sayfasını açarak yüksek sesle okumuş: “İyilik yapmak, karanlıkta parlayan bir yıldız gibidir. Allah, birbirimize iyilik yaptığımızda kalplerimizi aydınlatır.” O anda, kale halkı birbirine bakarak gülümsemeye başlamış. Prenses Laya da içten bir sevinçle Vera’ya sarılmış. “Sen haklısın! İyilik, Allah’ın en çok hoşnut olduğu davranışlardan biridir. Eğer birbirimize yardım eder ve iyi davranırsak, hem O’nun rızasını kazanır hem de dünyamız daha güzel bir yer olur,” demiş.
Kardeşler, her sayfada daha çok bilgi öğrenmişler. Bir sayfada, doğadaki her canlının Allah’ın bir nimeti olduğunu, bir diğer sayfada ise insanların birbirlerine karşı merhametle yaklaşmasının ne kadar önemli olduğunu öğrenmişler.
Sonunda, kitabın sonuna geldiklerinde, gökyüzünden bir kez daha o parlak ışık yayıldı ve kendilerini tekrar evlerinde buldular. Vera, kitabı kapatırken Alin’e dönüp gülümsedi. “Artık biliyoruz Alin,” dedi. “Allah, bu dünyayı sevgi, merhamet ve iyilikle doldurdu. Biz de O’nun bize verdiği bu emaneti en iyi şekilde koruyacağız.”
O günden sonra Vera ve Alin, doğayı ve hayvanları korumak için her zaman iyi kalpleriyle hareket etmişler. Allah’ın yarattığı her şeye sevgi ve saygıyla yaklaşmayı öğrenmişler.
Vera ve Alin Adına Yapılan Fidan Bağışının Sertifikası
Çocuklarınız için isme özel masal yazdırın. Kendilerini özel hissettirecek masallarla onlara unutulmaz anılar bırakın.
Görüşleriniz bizim için çok kıymetli. Masalı okuduktan sonra düşüncelerinizi yazmanızı rica ederiz. Teşekkürler!
